Çocuk pornosu ve çocuk fuhuşu konusu aslında oldukça uzun zamandan beri Türkiye’de var olan bir konu. Ancak gündeme gelmeyen ya da yokmuş gibi davranılan bir konu. Bu konuda asıl muhatap emniyet güçleri. Çünkü, fuhuş olsun porno olsun, her ikisi de organize suç. Yani herhangi bir kişinin aklına esip, hadi bugün bir çocuk kaçırayım, sonra da onu fuhuş için pazarlayayım deyip de yaptığı bir iş değil. Böyle suç işleyen çetelerin uzun zamandan beri yürüttükleri çocuk kaçırma ile başlayan daha sonra da fuhuş için uyuşturucuya alıştırılan ve tehdit ile çalıştırılan çocuklardan bahsediyoruz. Burada çocukların sürekli tehdit altında olduğunu da belirtelim.
Konu, bakıldığında çok büyük boyutlara ulaşıyor. Özellikle Orta Avrupa ülkelerinden gelen taleplerle günübirlik, kısa seks turizmi olgularının varlığı 2-3 yıldan beri konuşulan konular. Belçika başta olmak üzere buradan bu amaçla gelen grupların varlığı resmi kayıtlara geçmese de en azından resmi makamlar tarafından konuşulan konular. Belçika Konsolosluğu’nun olayla ilgili bir girişiminin yaklaşık iki yıl önce gerçekleştirdiği ve Türkiye ile birlikte çalışmak için girişimde bulunduğu biliniyor. Ama bunun kanıtlanması akademik ölçüleri aşan bir olay. Organize suçlarda karşınıza çıkan duvarı aşamıyorsunuz. Yaşadığım bir olayı anlatayım. Bundan 3 yıl önce yüksek lisans tezi olarak çocuk fuhuşu konusunu seçen emniyette çalışan bir öğrencimle Beyoğlu’nda otellerde ön çalışma yapmak istediğimizde daha ilk geceden vazgeçmemiz gerektiğini aldığımız tehditler göstermişti.
Benim asıl şaşırdığım konu çocuk pornosu ile ilgili tepkiler. Bugün sokağa çıktığınızda yerli çocuk pornosunun satışları yapıldığını görmek o kadar kolay ki. Sadece belli yerlere gidip tezgahlardan istemek yeterli. İstediğinizde de size ne tip istediğinize, hangi kategoriyi tercih edeceğinize kadar soru soracak kadar zengin koleksiyonların varlığını anlamak hiç de zor bir iş değil. Buna rağmen bugüne kadar bununla ilgili bir çalışmayı ya da önlem alındığını duymuş değilim. Korsan CD operasyonları ticari açıdan yapılan bir girişim olmasına karşın porno CD ler için operasyonları ben bilmiyorum. Hiçbir delil yoksa bile buradan yapılacak başlangıç ipin ucunu gösterecektir diye düşünüyorum.
Sürekli ülke genelinde çocukta cinsel istismar bilgilendirme toplantıları için gezmekteyim. Mersin’deki toplantıda, katkıları olan ve işine inanan bir polis arkadaş biraz da kızgınlıkla, “Hocam, Mersin’de çocuk kaçırma ve fuhuş var diyorsunuz, ancak bize yansıyan olgu yok” dedi. Halbuki E-5 üstü denilen bölgede yaşanan olayların çoğunun polise yansımamasının yanı sıra çocuk kaçırma olaylarında, iç göçün olayların izlenmesini zorlaştırdığı gibi etkenleri unutmamak gerekiyor. Aynı şey Kuşadası’ndaki çocuk seks turizmi söylentilerini aktardığımda da ortaya çıkmıştı. Söylenti diyorum çünkü aktaranlar kimliklerini korumak istiyor, bense bizzat gözlerimle izlemediğim için “işte” diyemiyorum. Ama gelen bir ihbarı çok basit bir şekilde ele alıp değerlendiren polisin davranışının en hafif deyimle beni üzdüğünü de belirtmem gerekiyor. Çünkü, bize yansıyan bir şey yok ya da sadece söylenti aslı astarı yok demek tarihin tekerrürünü getirecek. Aynı konuyu uyuşturucuda da yaşadığımızı, 10 yıl önce bunları konuşan kişilerin dikkate alınmadığını bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Zaten uyuşturucu-çocuk fuhuşu-çocuk pornosu bir üçgen. Organize suçun tüm bunları birlikte değerlendirdiği ve piyasaya sürdüğü biliniyor. Eskiden beri belli yerlerde dedikodusu yapılan çocuk fuhuşunun yaygınlaşma potansiyelini Cumhuriyet tarihindeki en yüksek işsizlik ve ekonomik darboğazın tetiklediğini de göz ardı etmemek gerekiyor. İskenderun’daki Soğukoluk örneğini hatırlamak yeterli.
Peki, ne yapılmalı? İlk iş Meclis’in. Hemen çocuk fuhuşu için bir komisyon kurmak gerekiyor. Bu komisyon tüm boyutlarıyla olayı incelemek ve durumu ortaya koymanın yanı sıra çözüm önerilerini de ele almalı. Meclis bu konuyu ele almak zorunda. Böylelikle yetkililerin de yaklaşımında farklılıklar olacağına inanıyorum. İkinci aşamada da Emniyet, bu konuda gerekli donanımı sağlayacağı ekipleri yetiştirmelidir. Özellikle porno konusunda bilişim tekniklerini kullanabilen ekibe acilen ihtiyaç vardır. Uluslararası işbirliğinin çözüm üreten ülkelerin ilk formülü olduğunu da unutmamak gerekiyor.
Son olarak, bu konuda duyumu olan veya bu girdaba sürüklenmiş, bu bataklığa girme şanssızlığını yaşayan çocukların veya ailelerinin Sokak Çocukları Rehabilitasyon Derneği’nin Sağlık Bakanlığı Türkiye Üreme Sağlığı Programı kapsamında başlattığı destek hattına başvurmasını istiyorum. (0216) 450 54 54 numaralı hat bir halk sağlığı sorunu olan, bulaşıcı enfeksiyon, erken gebelik, istenmeyen gebelik gibi sağlık sorunlarını beraberinde getiren çocuğa karşı cinsel istismarın günyüzüne çıkarılması için 14 Şubat 2006’da hizmete girdi. Avrupa Birliği tarafından fonlanan proje dernek tarafından sürdürülecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder