Tüm dünyada ekonomik problemlerin artması, refah düzeyinin azalması ama özellikle Türkiye’nin kötü yönetimi sonrası daha da artarak karşımıza çıkması öncelikle çocuklar üzerinde olumsuz etkiler yaratmıştır. Bu da her geçen gün karşımıza güç koşullardaki çocukların sayısının artmasına neden olmaktadır ...
Güç koşullardaki çocukların tanımını yapacak olursak; “0-18 yaş arasında olan ve yaşamlarında global ve kişisel nedenlere bağlı olarak yaşamaları gereken yaşamın dışında bir yaşam içine sürüklenen çocukları kapsamaktadır.” şeklinde bunu yapabiliriz.
Bu kapsam içine giren en önemli gruplar; sokakta yaşayan ve çalışan çocuklar ile suça itilmiş çocuklar ve istismara maruz kalan çocuklardır. Güç koşullardaki çocuklar olgusuna baktığımızda bunun daha çok bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin problemi olduğu ve ekonomik durgunluk faktörünün global nedenler içinde ilk sırayı aldığı görülmektedir. Bu da problemin boyutlarını büyütmektedir. Dünyadaki bu ekonomik durumun yarattığı sosyal bozulma gelişmekte olan ülkelerdeki şehirlerde sürekli yaşanan, kronik bir durum olarak ortaya çıkmaktadır.
Şehirde yaşayan, güçlüklerle karşı karşıya kalan çocukları bekleyen sorunların 5 temel nedeni olduğu görülmektedir.
1- Göçler
2- Kalabalık Nüfus
3- İşsizlik
4- Eğitim oranları
5-Yoksulluk düzeyi
En çok karşımıza çıkan çocuk kategorileri şunlardır;
Çalışan Çocuklar: Kısmi zamanlı ya da tam zamanlı, ücretli ya da ücret ödenmeden, aile içi ya da dışında çalışan çocuklar sömürülmekte ve sağlıkları/gelişmeleri tehlikeye girmektedir.
Sokak Çocukları: Sokaklardaki, aileleriyle çok ince bir bağı olan ya da hiç olmayan, belli hayatta kalma stratejileri geliştirmiş çocuklardır. Ayrıca bu çocukları tehlikeli maddelerin kötüye kullanımı, bunların üretiminde yer alma, işleme ve ticaretini yapma, sömürülerek çalıştırılma, cinsel sömürü, ayırımcılık, yanlış muamele ve şiddet gibi riskler altındadır.
İstismar ve İhmal Edilen Çocuklar: Bunlar, zaman zaman ya da devamlı olarak kaynağı yakın çevreleri olan fiziksel, cinsel ya da duygusal şiddetin kurbanları olan çocuklardır.
Suça İtilen çocuklar ; Çeşitli koşullar çocukların suç işlemelerine ve polisle karşı karşıya kalmasına neden olmaktadır. Bu çocuklar yankesicilikten başlayan ve çeteler tarafından kullanıma kadar varan şekillerde kullanılmaktadır.
Silahlı Çatışmayı Yaşayan Çocuklar: Doğrudan ya da dolaylı olarak savaşçıların, savaşın, iç çatışma ve şiddetin kurbanı olan çocuklardır.
Bu kategoriler her zaman sadece bu şekilde ortaya çıkmaz. Örneğin, hem sokak hem de çalışan çocuklar istismara maruz kalabilmektedir.
Güç koşullardaki çocukların aileleri ile ilgili yapılan çalışmalarda şu profil elde edilmiştir; Anne/baba işsizdir ya da kapasitesinin altında çalışmaktadır. Anne/babadan biri ölmüştür ya da hapse girmiştir. Çocuk tek bir ebeveynin olduğu bir evde yaşamakta; standartların altında bir evde yaşamakta; istismara maruz kalmaktadır. Çocukların öğrenimine baktığımızda çocukların genellikle ilkokulu terk ettikleri ve ortaokula hiç gitmedikleri görülmektedir. Çocuklar sömürünün olduğu ortamlarda çalışmaya zorlanmakta; çocukların kötüye kullanımı ve fahişelik yaptırıldıkları gözlenmektedir. Çocuklar caddelerde şiddete maruz kalmaktadır. Çocuklarda madde kullanımı yaygındır.
Güç koşullardaki çocuklar özellikle endüstrileşmiş ülkelerde problem olarak dikkate alınmış ve çözüm arama çalışmalarına gidilmesine karşın,yapılan çalışmalar problemlerin sistematik olarak dokümantasyonunu yapmaktan öteye gidememiştir. Problemin çözümü için yapılanlara karşın problemin çözülemediği, her geçen gün arttığı izlenmektedir. Bunda dünyadaki global olayların da büyük etkisi bulunmaktadır. Rejim değişiklikleri,savaşlar, ekonomik krizler gibi problemler çocuklara direkt etkileyen boyutta konulardır. Doğu Avrupa’da yoksulluk içindeki çocukların sayısında artış gözlenmektedir. Alkol ve madde kullanımının artması veya kanunlara karşı gelinmesi nedeniyle yüksek risk altındaki çocukların yüzdesi ciddi endişelere neden olmaktadır.
Kırsal kesime oranla şehirde yaşayanlar ekonomik olarak daha avantajlı görülmesine karşın kaynak dağıtımına ilişkin ciddi sorunlar mevcuttur. Şehir yaşamı çoğunlukla oldukça çetindir ve çocuklar için sömürülmeye çok açık kozmopolit bir ortamın olduğu görülmektedir. Bunun nedenleri ; nüfusun hızla artması, yönetimin bu konudaki hataları ve sosyal ile fiziksel ortamın bozulmasıdır. Şehirde yaşayan yoksul ailelerin marjinalleşme duyguları kentlerde, gelir bölüşümündeki uca savrulma, yoksul ailelerde marjinalleşme tutumlarını da desteklemektedir.
Şehir nüfusunun artışındaki en önemli nedenlerinden biri kırsal kesimden kentlere olan göçtür. Diğer önemli bir neden de doğal nüfus artışıdır. Üçüncü olarak önde gelen, popüler şehirlerdeki nüfus artışıdır. Bu şehirler özellikle ekonomik aktivasyonlardaki yoğunlaşma nedeniyle başı çekmektedirler. Ancak, 2025 yılına kadar olan dönem için yapılan tahminler pek çok büyük şehirde ekonomik durgunluk ya da küçülme sonucu nüfus artışı hızının yavaşlayacağını göstermektedir. Bu yavaşlamaya rağmen zaten çok büyük sayılardaki nüfusun doğal artışı bile önde gelen ve büyük şehirlerdeki nüfusu kat kat arttıracaktır.
Sonuç olarak, bu tablonun göstermiş olduğu gibi çoğu gelişmekte olan ülkede olmak üzere dünyada özellikle şehirlerde, önümüzdeki birkaç on yılda çocuk ve genç nüfusunda hızlı bir artış olacağı görülmektedir.
Bu durumun yeni atanan kadın ve çocuktan sorumlu devlet bakanının gerçekten çözüme odaklı adımlar atabilmesini umuyorum. Çocuklara başarılı ve kalıcı çözümler üretmesini diliyoruz . Çocuklar için neler yapıldığını izleyeceğiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder