Sayfalar


ULUSAL İLETİŞİM AĞI

9 Eylül 2010 Perşembe

Şiddet ve Terör Ortamında Yaşayan Çocuk

15 Ekim 2007



Türkiye geçen hafta şehit düşen askerlerin acısını yaşadı. Yaşadığımız bu olay içimizi o kadar acıttı ki uzun bir zamandan beri süren terör ve şiddet ortamında belki de ilk kez bu kadar  yoğun üzüntü ve acıyı aynı anda hissettik.

Aslında dünyada da bir çok ülkede çatışma ve şiddetin yaşandığı görülmektedir. Bu şiddet ortamında çocukların da yoğun olarak etkilendikleri ve farklı boyutlarda zarar gördükleri de saptanmaktadır.

En büyük problem çocuk askerlerdir. 18 yaşından küçük çocukların eline silah verilerek adam öldürmek üzere eğitilmeleri ve çatışmaya sokulmaları bu tip olgulardaki en büyük zarar olarak karşımıza çıkmaktadır. Çocukların asker olarak kullanılmaları belki de en büyük çocuk hakkı ihlali olarak değerlendirilebilir.

İkinci sırada ise çocuğun yaşadığı ortamda şiddete şahit olması ve bizzat bu şiddet ortamında yaşaması gösterilebilir. Gerçekten çocuk, bombalamanın günlük olaylar olarak algılandığı bir çevrede, yakın çevresinde bombaların patladığı bir ortamda yaşamaktadır. Hatta yakın zamanda yaşanan bir çok olayda teröristlerin minibüs ve araç durdurarak buradaki insanları öldürürken çocuk-yaşlı ayrımı yapmadan herkese aynı şiddeti uyguladıkları görülmektedir. Yani çocuk olmak bu ortamlarda şiddetten korumamaktadır. Erişkinlerin yaşadıkları her şeyi çocuk da ayrım gözetilmeden maruz kalarak yaşamaktadır.

Üçüncü sıraya ise çocuğun yaşadığı ortamdaki öfke ve kin duygularını yaşaması ve her türlü şiddet olgusunu bir süre sonra normal karşılamaya başlaması gelmektedir. Bu ortamlarda çok kez güvenlik güçlerine taş ve madde atan çocuklara rastlanmaktadır. Bu çocuklar bunu yaparken yaptıklarının çok doğal bir şey olduğunu düşünmektedir. Bu yaptıklarında aykırılık veya yanlışlık sorgulaması aklına gelmemektedir. Çünkü çevresindeki herkes benzeri hatta daha fazla boyutta eylemde bulunmaktadır.

İşte bu ortamlarda yaşayarak büyüyen çocuklar eğer şanslılarsa o zaman herhangi bir yara almadan ve fiziksel bir hasar görmeden çocukluklarını geçirebilmektedir. Ama ellerine silah verilerek çatışma ortamına yollanma ihtimalini bertaraf edebilirlerse göreceli olarak  çocukluklarını sürdürmeye devam etmektedirler. Bu dönemde de her gün çevrelerinde ölenler, yaralananlar, patlayan bombalar ile bir terör ortamında büyüyen çocuğun hiçbir zaman yaşadıklarının doğal bir çocukluk dönemini içerdiğini söyleyebilmek mümkün değildir.

‘Yaşamda her şeyin çaresi bulunur, ölümden başka’ deyiminin yansıttığı gibi ölüm karşısında çaresiz ve güçsüz bir durumdayız. Çocukları ölü makinesine çeviren ve kendi çıkarlarına kullanan  terör örgütlerinin verdiği zararların sadece bugün yaşananlarda değil asıl yarınlarda olacağını görmemek için kör olmak gerekiyor.

Her şey bir kenara, sadece çocuklar için bu terörün durdurulması gerekiyor. Çocuklarımıza yazık oluyor.

Hiç yorum yok: