Bazı olaylar gözümüzün önünde yavaş bir şekilde gelişir ve biz onu ancak uzun süre geçtikten sonra anlayabiliriz. Bu durum bizi de içine alan bir durumsa ve çevremizde de görülme sıklığı az değilse, o zaman bunu algılamamız daha da uzun bir zaman alacaktır.
Bunun en tipik örneklerinden birisi de şişmanlıktır. Ne kendimizin ne de çocuğumuzun şişmanlamaya başladığını başlangıçta algılamamız pek mümkün olmaz. Anladığımızda ise şişmanlık çoktan yerleşmiş ve kilolarla birlikte yaşam başlamıştır.
Fransa'da son 10 yılda, çocuklarda şişmanlık sıklığı 5 kat, ABD'de ise 1976 yılından bu yana 2 kat artmış. Sayısal veriler olmamakla birlikte aynı şekilde Türki ye'de de çocukluk çağındaki şişmanlığın hızla arttığı görülmektedir. Bu yüzden de eskiden eriş kin yaşlarda görülen "tip 2 şeker hastalığı" artık çocukluk veya ergenlik çağında da karşımıza çıkmaya başlayan bir hastalık olarak görülmeye başlandı.
Fransa'da son 10 yılda, çocuklarda şişmanlık sıklığı 5 kat, ABD'de ise 1976 yılından bu yana 2 kat artmış. Sayısal veriler olmamakla birlikte aynı şekilde Türki ye'de de çocukluk çağındaki şişmanlığın hızla arttığı görülmektedir. Bu yüzden de eskiden eriş kin yaşlarda görülen "tip 2 şeker hastalığı" artık çocukluk veya ergenlik çağında da karşımıza çıkmaya başlayan bir hastalık olarak görülmeye başlandı.
Yapılan çalışmalar Amerika’da son 20 yılda şişmanlık sıklığının yüzde 100 arttığını ve dünya nüfusunun büyük bölümünün yakın gelecekte şişman olma riskini taşıdığını göstermektedir. Dünyada 1 milyardan fazla kişinin şişman veya fazla kilolu olduğu, son 30 yılda fazla kilolu çocuk sayısının 3 kat arttığı rakamlarla ortaya çıkan bir gerçekliktir.
Neden şişman çocukların oranı artmaktadır?
- Hareketsiz yaşam -Yaşam şeklinin değişmesi ve sürekli SBS, YGS gibi sınavlara hazırlanmak için oyun oynamayan sadece ders çalışan çocuklar prototipinin yaygınlaşması,
- Televizyon ve bilgisayar önünde fazla vakit geçirme ve abur cubur dediğimiz cips ve benzeri aşırı yağlı ve karbonhidratlı besinlerin sürekli yenmesi (Günde iki saatten fazla televizyon seyreden çocukların yüzde 52'sinde aşırı kilo ve yüzde 28'inde şişmanlık saptanmıştır.),
- Fast food denilen başta hamburger ve patates kızartması olmak üzere aşırı yağlı yiyeceklere ve kola gibi şekerli içeceklere aşırı düşkünlük,
- Yaşam biçimi dışında anne-babanın şişman olması ve yemek yeme biçimleri de çocukta şişmanlığa yol açmaktadır.
Çocukken şişman olanların büyüdüklerinde de şişman olma riskleri çok fazladır. 3-10 yaş arasında aşırı kilolu olan çocukların yüzde 50'sinde erişkin dönemde aşırı kilolu olma riski olduğu görülmektedir. Büyümeye başlayan çocuklarda, er genlik çağında aşırı kilolu olanların ise yüzde 70-80'inde ileri yaşta aşırı kilo gelişmektedir.
Çocukken şişman olanların büyüdüklerinde de şişman olma riskleri çok fazladır. 3-10 yaş arasında aşırı kilolu olan çocukların yüzde 50'sinde erişkin dönemde aşırı kilolu olma riski olduğu görülmektedir. Büyümeye başlayan çocuklarda, er genlik çağında aşırı kilolu olanların ise yüzde 70-80'inde ileri yaşta aşırı kilo gelişmektedir.
Bu durum aslında sağlıklı bir nesil yetiştirememek adına ve sağlığı tehdit eden çok önemli bir boyut olma açısından çok önemli bir problemdir. Ama kayıtsızlığımızın yanı sıra fast foodun reklamlarla körüklenmesi gibi faktörler, yaşam biçimlerinin hareketsizliği motive etmesi ve televizyon seyretme hepsi birlikte şişmanlığa doğru bizi sürüklemektedir.
Bunun önlenmesi için yapılabilecek bir çok şey vardır ama bu durumun hem sağlık problemi hem de toplumsal bir sorun olduğunu kabul etmek ilk adım olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder