Eğitim-öğretim yılının yarısı bitti. Geçen Cuma günü okullardaki bütün çocuklar karnelerini aldılar. Bu yıl yenilik olarak Milli Eğitim Bakanlığı tüm karneleri internet aracılığıyla ilan etti. Buna gerekçe olarak Bakanlık, çocukların ebeveynlerine hile yapmalarını, kandırmalarını önlemeyi gösterdi. Bu talihsiz demeci kınıyorum. Bakanın gaflar zincirine bir halka daha eklendi deyip geçmek mümkün ama milli eğitime ve öğretime üzülmemek mümkün değil. Belki de en önemli bakanlıklardan biri olan bu bakanlığın böylesine vizyonsuz ve kaba bir yönetimle yönetilmesinin faturasını gelecekte bu ülke ödeyecek ama ne diyelim.
Asıl konumuza dönersek bu onbeş günlük tatil boyunca çocukların başarı düzeyi ne olursa olsun dersleri ön plana alan bir yaklaşımı değil tam tersine çocuklara nefes aldıracak, eğlenmelerini ve mutlu olmalarını sağlayacak bir planlamayı yapmak doğru olacaktır.
Bu planlamada çocukların ne istediği en önemli prensiptir. Çocuğun isteğini yerine getirebilmek anne-baba için öncelik olmalıdır. Ama burada yönlendirmenin de önemini unutmamak gerekmektedir. Spor ağırlıklı bir dönem olabileceği gibi, tatil de bir opsiyondur. Burada temel kriter çocuğun tazelenme olarak isimlendirdiğimiz duyguyu yaşamasıdır. Yeni bir enerji ile okula geri dönmesini sağlamak öncelikli hedeftir.
Çocukların birey olduklarını hatırlamanın tam da zamanıdır diye düşünüyorum. Birey, kişisel düşüncelere ve isteklere sahip bir kişidir. Bu unutulmadan birlikte yaşanacak bir tatilin çocuğun kendine güvenini yükselteceği ve keyif alacağını bilmek önemlidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder