Sayfalar


ULUSAL İLETİŞİM AĞI

9 Eylül 2010 Perşembe

Seçimlerde Programına Çocuk Konularını Koymayan Partilere Oy Vermeyin

07 Mayıs 2007

Türkiye’nin seçim için 22 Temmuz kararını benimseyerek erken seçim kararı almasından sonra yeni bir sürece girildi. Bu süreç içerisinde tüm siyasi partiler doğru buldukları fikir ve uygulamaları anlatacaklar ve ülkeyi daha iyiye götürmek için seçmenlerden oy isteyecekler.
Medyadan ve tüm kanallardan bütün siyasi partilerin öncelikli konularını saptarken hiç çocuk sözcüğünü dile getirmediklerini gördük ve izledik. Halbuki yapılanların hepsi aslında çocukların daha iyi bir yaşama sahip olmaları için. Bu açıdan irdelediğimizde aslında burada çok temel bir çelişki mevcut. Ama buna rağmen çocuk konularının hiç gündemde olmaması halen yaşanan süreç.
Tüm siyasetle uğraşan aktörlerin programlarını yaparken bu konulara yer vermek mecburiyetleri var. Ana kriter olarak hangi konulara yer vermek zorundalar? Bunun da tartışılması gerekiyor. Çünkü bugün yapılan çalışmaların tek referansı olması gereken Türkiye’nin 18 yıl önce imzaladığı Çocuk Hakları Sözleşmesinin uygulanmasını değil bilinirliğinin bile en iyimser oranda %25 olduğunu  hatırlayarak konuya giriş yapalım.
Birleşmiş Milletler dokümanı olarak dünyada Somali dışında tüm ülkelerin imzalamış olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesinin çocuklar için daha iyi yaşanabilen bir dünyayı hedeflemiş olduğunu biliyoruz. Bunun içinde çocukların 4 temel hakkı olduğu belirtilmektedir. Bunlar çocuğun yaşaması, geliştirilmesi, korunması ve katılımı haklarıdır. Yani çocuğun öncelikle yaşatılabilmesinin, korunabilmesinin, geliştirilebilmesinin ve katılımının sağlanması gerekmektedir.
Bu temel hakları açtığımızda çocuğun sağlığını, eğitimini, şiddetten korunmasını, suça itilmemesini, söz hakkının olmasını saymak mümkündür. 0-18 yaşları arasındaki herkesi çocuk kabul eden  sözleşmenin ilk maddesinde ayrıca şuna dikkat edilmesi gerekir ki en önemli maddelerinden birisi de 3. maddesinde belirtilen yapılacak her şeyin çocuğun yüksek yararı adına yapılmasıdır. Yani yapılacak  her eylemin temel ilkesi çocuğun yararını gözetiyor olmasıdır. Sadece bu madde bile üzerinde konuşmamız ve tartışmamız gereken bir durumdur. Çünkü baktığınızda bunun ne anlama geldiğini bile  anlayabilme ve pratik uygulamaları adına tartışabilecek bir ortamın olmadığı görülmektedir.
Bugün çocuk adına baktığımızda ayrımcılıktan başlayarak bir çok konuda sıkıntılı bir tablonun olduğunu görmekteyiz. Kız çocukların eğitimindeki rakamlara baktığımızda bile bu ayrımcılığın kız çocukları aleyhine büyük bir problemin yaşandığını da göstermektedir. Doğuda ve güneydoğuda çok bariz olarak kız çocukların okula gidememesi, okutulmaması, erken yaşta evlendirilmeleri ve töre cinayetlerine kurban gitmeleri gibi her biri tek başına çok büyük birer problem olan konuların olduğu görülmektedir.
Demek ki her hükümete talip olan siyasi partinin eğitim ve özellikle kız çocukların eğitimi konusunda ne yapacağını söylemesi zorunludur. Burada iktidar partisinin özellikle kız çocuklarına yönelik yapacaklarında laiklik boyutunu da gözeterek açıklamalar yapması kamuoyunun beklentisidir. Eğitim dendiğinde imam-hatip probleminin de tartışılması gerekmektedir. Gereksiniminin çok daha fazla sayıda mezun veren imam-hatip liseleri probleminin çözümü bu okulların sadece gerekli oldukları sayıya indirgenmesi ise, o zaman bunun siyasi parti programlarında açıklanması gerekmektedir. Çünkü sonuç çocuğun yüksek yararına olmalıdır ve bu liselerden mezun olan çocukların açıkta, hiç bir şey yapabilecek donanıma sahip olmadan mezun olmaları gibi sadece bu çocuklar için zararlı bir durum ortaya çıkmaktadır. Çocuklar alet edilmektedir. Yüksek yarar ilkesi göz ardı edilmektedir. 
Görüldüğü gibi sadece tek bir konudan girildiğinde bile ne kadar büyük problemler karşımıza çıkmaktadır. Sağlık, korunma ve katılım sürecinde daha bir çok problemler yer almaktadır. Bunlar ilerleyen haftalarda da  konu edilecektir.
Ama unutulmamalıdır ki ekonomiyle birlikte güvenlik en büyük problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu problemlerin çözümü kısa ve orta dönemde de hep çocuklara yönelik çözümlerden geçmektedir. Bu durum sadece günlük siyaset yapan partilerin gözünden kaçmaktadır. Ama faturaları herkes birlikte ödemektedir.
22 Temmuz’a kadar bu konuyu yazmaya devam edeceğim. Türkiye yeni ve doğru başlangıçlar yapacaksa bunu çocuklarıyla yapacaktır. Bunu unutmayalım.

Hiç yorum yok: