29 Ocak 2007
Bugün herkes artık sokaktaki çocuklarımızın problemlerinden haberdar, güç koşullardaki çocukları biliyor. Medyada her gün yer alan görüntüler ve gazetelerdeki haberler çocuğun dövülmesini, uyuşturucu kullanılmasını, çocuğun ticari seks sömürü aracı olarak kullanılmasını günlük ve sıradan olaylar haline getirdi.
Farkındalık dediğimiz bir problemin çözümü için ilk adım olan bu durum düne baktığımızda çok önemli bir adım. Her ne kadar haberlerin verilişi, çocukların afişe edilmesi ve bilgilendirme kısmının pas geçilip sadece sansasyonel haber kısmının ön plana çıkması gibi boyutlar eleştirilebilir ama böyle problemler olduğunu bile bilmeyen bir kuşaktan bugün tepki vermese de en azından haberdar olan bir kuşaktan bahsediyoruz.
Çocuklarımızın problemlerine baktığımızda şiddetin ana problem olarak ortaya çıktığını ve yoksulluk ve eğitimsizliğin de onu en çok destekleyen diğer faktörler olduğu gözleniyor. Bunlara bağlı olarak istismar, sokakta çalışan ve yaşayan çocuklar, suça itilen çocuklar, çocukların ticari seks sömürüsünde kullanılmaları, uyuşturucu problemleri karşımıza çıkıyor.
Bunlarla savaşmanın çeşitli yöntemleri var. Ama bu yöntemlerin hepsi de ortak payda olan tespit-tanı-tedavi-rehabilitasyon-önleyici çalışmalar ve koruma çalışmaları basamaklarını içermekte. Bu çalışmaların nasıl ve kimlerle yapılması gerektiği konusu yeterince tartışılmamış ve üzerinde detaylı olarak konuşulmamış bir konu olarak duruyor. Özellikle kimlerin bu konuda çalışacağı konusu çok önemli bir konu.
Bugüne kadar bu çalışmalar hep Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından yapılmaya çalışılmış. Çalışılmış dememin sebebi hiç bir dönemde başarı yakalanamamış. Buna bir çok nedeni sayabilmek mümkün. Ama en önemli 3 sebebin yetersiz kadrolar, eskimiş ve yanlış çözüm modelleri, tek başına çalışma konusunda bağnaz tutum.
Bu nedenler de sonuçta başarısızlığı getirmiş. Çünkü nüfusun bu denli fazla artıyor olması her geçen gün sorunlu çocuk sayısını arttırmış ama buna karşın meslek elemanlarının sayısı artmadığı gibi bunarlın etkin kullanımı da sağlanamamış. Makro çözüm planlamaları yapılmamış, olaya sadece günlük politik kaygılar çerçevesinde yaklaşılmıştır. Bu durum özellikle bugün dikkati çekmektedir. Son dönemde en basit konuda bile sadece konuyla ilgili devlet bakanının hiç teknik olmayan günlük açıklamalarını dinliyoruz ama buna karşın SHÇEK genel müdürünün ve bu konuda çalışan diğer elemanların hiç seslerini duyamıyoruz.
Peki çözüm için neler yapılmalı? Bugün bu konuda çözüm üretmiş tüm ülkelerde yerel yönetimlerin çok aktif olayın içinde olmasının en büyük faktörlerden birisi olduğunu görmekteyiz. Yerel yönetimler, özellikle kurum bakımında, hizmet götürülmesinde çok aktif olmayı doğaları gereği çok daha pratik ve kolay yöntemlerle çözüyorlar. Bu bence çok önemli çünkü sahada olaya hakim olamadığımızda ne yaparsanız yapın başarı gelmiyor.
Yerel yönetimler ise Gaziantep başta olmak üzere birkaç il dışında fazla aktif bir duruş sergilemediler. Ama son dönemde İstanbul Büyükşehir Belediyesinin bu konuda ciddi hazırlıkları olduğunu izlemekteyiz. Bu konuda başarılı olabilmek için toplumla bütünleşmiş hizmetleri, toplumla entegre yaparak gerçekleştirmek mümkün. Bu işin en büyük adresi de yerel yönetimler.
Yerel yönetimlerin öncelikle büyük binalar, büyük tesislerden vazgeçerek küçük yapılar, toplumla iç içe yapılar modeline geçmesi gerekiyor. Mutlaka bu yapıları da konularına göre ayırarak her konudaki çocukları ayrı ayrı rehabilite etmeleri gerekiyor. Bu çalışmaların mutlaka sivil toplum kuruluşları ile birlikte yapılması gerekiyor. Bu birliktelikte sivil toplum kuruluşlarının konusunda uzman olmaları, akademik destek alınması da çok önemli.
Ayrıca bu çalışmalarda çok ağırlık verilmesi gereken konu, toplumun bu konuda bilgilenmesi. Çünkü bilgilenme beraberinde bilinçliliği de getirecektir. Bilinçli olmak toplumun bireylerinin istekle bu konuda çalışmaları ve böylelikle katılımcı ve güçlü bir çalışma ortamını da getirecektir.
Yerel yönetimlerin bu konuya önem vererek çözüm çalışmalarına başlaması belki de bugüne kadar olumsuz giden çalışmalarda farklı bir ortamı da sağlayacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder