Son haftalarda çocukla ilgili medyaya yansıyan olayların çoğunun porno veya şiddet uygulamaları olmasının çok da tesadüfe bağlanamayacağını belirtmek istiyorum. Baktığımızda son yıllarda her geçen gün tırmanan bir fiziksel şiddet ve cinsel şiddet furyasından bahsetmek mümkün.
Okullardaki şiddet geçen yıl özellikle çocukların birbirine uyguladıkları şiddetle gündeme taşındı. Halbuki bu yıl eğitim yılının başlamasıyla bu da mı yaşanacaktı dediğimiz bir olay gerçekleşti. Geçtiğimiz yıl mezun olan 2 öğrenci mezun oldukları okula gelerek geçen yıl öğretmenleri olan hocalarını tartakladı. Hatta tartakladı demek olayın boyutlarını yansıtmak açısından biraz yetersiz olabilir. Yoğun bir şiddet uyguladı.
Öte yandan çocuk pornosu yetkililerin gözlerini ve kulaklarını tıkamalarına rağmen tırmanışını sürdürmekte. Sürekli olarak her ortamda yinelediğim Türkiye’de uyuşturucu ve çocuk fahişeliği ile çocuk pornosu bu ülkenin en büyük problemlerinden birisi olacak çıkarımımın bu denli de hızlı bir şekilde artmasını ben bile beklemiyordum. Bunu da itiraf etmek gerekiyor.
Bu problemle ilgilenmesi gereken meslek grupları ve kurumların sayısı çok. Bu olgu diğerleri gibi multidisipliner bir yaklaşımı gerektiriyor. Yani üniversitesi, sivil toplum kuruluşları ve psikologlarıyla geniş bir profesyonel yelpazeye sahip. Ama ilk planda bu konularla çalışacak olanlar Çocuk Polisi ve Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu. Özellikle de Çocuk Polisi bugünkü genel yaklaşımının dışına çıkarak çocuk pornosu ve çocuk fuhuşu için özel eğitim ve olanaklarla çalışmak zorunda. Halbuki günümüzde “Bizim kayıtlarımızda bu tip olaylar gözükmüyor. Siz nereden bu tip olaylar olduğunu söylüyor sunuz?” yaklaşımını yaşadığımı belirteyim. Kayıda geçmemesinin de önemli bir problem olduğunu unutmadan şunu sormamız gerekiyor, “Yok varsaymak problemi arttırır mı yoksa azaltır mı?”
Deneyimler olayların bu haliyle geometrik şekilde artacağını gösteriyor. Çocuk fuhuşunun sosyo-ekonomik durumla paralellik gösterdiğini hatırlarsak ülkemizin önemli bir tehdit altında olacağını da görürüz. Polis arkadaşlarımızın benden kanıt istemeleri de bence çok mantıklı değil. Çünkü polisiye bir olayda kanıtın elde edilebilmesi bile emniyetin kendisi tarafından bile çok zor başarılmakta. Ama çocuklarla fuhuş yapıldığı ihbarı üzerine de “gittik, sorduk böyle bir problem yok” cevabını Ege’nin bir kıyı kentindeki otele gidip döndükten sonra söyleyenler acaba bu işin ortaya çıkması için daha etkin önlemler ve yöntemlere gerek olduğunu düşünmüyorlar mı?
Şehrin varoşlarında çok sayıda çocuğu olanların çocuklarını para karşılığı sattığı şeklindeki duyumlar için ispat edin yaklaşımları yerine SHÇEK kayıtlarından yararlanmak bu da yetersizse bunun önlemlerini almak daha mantıklı olmaz mı diye düşünüyorum.
Bu konuda çalışan birisi olarak çok kötü sinyaller verdiğimizi söylemek istiyorum. Hemen yanı başımızda İstanbul’un en iyi okullarından birinde öğretmenlerden birinin çocuk pornocusu çıkması ve bunu da sadece internetten fotoğraf indirerek değil bizzat çocukları kullanarak kendi fotoğraflayacak kadar aktif olması dehşet katsayısını çok yükseltiyor.
Yetkililer, ilgili bakan; Biz iyiyiz, her şey kontrol atında demek yerine problemi açalım, toplumla paylaşalım. Çözümleri beraberce arayalım. Yoksa yarın çok geç olacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder