Sayfalar


ULUSAL İLETİŞİM AĞI

9 Eylül 2010 Perşembe

Siyaset Yapanlar Çocukları Ne Zaman Hatırlayacak?

30 Nisan 2007

Siyaset gündemi yakın zamanda seçimleri işaret ediyor. Zaten normal süresinde bile yapılsa  8 ay sonra seçimler geliyor. Ama gündem sanki seçimlerin çok daha yakın zamanda yapılacağına işaret ediyor.
Türkiye iyi yönetilmiyor saptaması son dönemde hep gündemde olan bir konu. Özellikle sadece bugüne yönelik yapılan siyasetin aslında nüfusunun yarısının 25 yaş altında olduğu bunun da %70’inin 0-18 yaş grubunda yani çocuk hakları sözleşmesinin ilk maddesinde belirtilen çocuk kapsamında olduğu görülmektedir. Ancak siyaseti yürütenler ve karar vericiler hiç bir zaman bu gruba dönük çalışmalar yapmadılar.
Sadece bugüne yönelik ve günlük problemlerin çözümü için çalışmalar yapılması geleneği Türkiye’ye hep kaybettirdi. Bugün ülke gündemine baktığımızda iyi yönetilmemek ve buna bağlı yoksulluk ve işsizlik birinci sıradaki problemlerse, ikinci sırada da hakların yaşama geçememesi bulunmaktadır. Bu haklar içinde de çocuk hakları ön planda gelmektedir.
Çocukların yaşaması, geliştirilmesi, korunması ve katılım haklarının sadece kağıt üstünde kaldığı, bugünün Türkiye’sinde siyaset çatısını oluşturan partilere baktığımızda çocuğun hiç gündeme alınmadığı görülmektedir.
Yapılan bir çalışma, siyasi partilerin programlarında çocuk konusuna çok kısıtlı yer verdiklerini göstermiştir. İlk bakılması gereken yer iktidar partisi olmalıdır ve hükümet programında sadece iki defa “çocuk” sözcüğünün geçtiği görülmektedir. Bunların da bilinçli bir şekilde geçmediği, “suçlu çocuklar” gibi bugün kabul edilemeyecek şekildeki ifadelerden anlaşılabilir bir durumdur.
Muhalefet partisi CHP de ise durum, yukarıdaki duruma göre çok daha iyi durumdadır. Çünkü “çocuk” kelimesi parti programında kırk kez geçmektedir. Yine burada da “suçlu çocuklar” gibi ifadelerin geçmesi hayal kırıklığı yaratan bir durumdur.
Diğer partilere baktığımızda ise çocuğun sadece eğitim konularında yer aldığı görülmektedir. Yani çocuğun gelişmesi hakkında bir şeyler yazılırken korunma, yaşatma ve özellikle katılım haklarına hiçbir atıfta bulunulmamakla yarıya yakın nüfusun hiç düşünülmediği anlaşılmaktadır.
Bugün geleceğin Türkiye’si için birşeyler yapmaya soyunan herkesin çocuğu dışlayan bir  programla bir yerlere ulaşabilmesi mümkün değildir. Biz toplum olarak çocuğumuzu sadece sevmek konusunda iddialı olan ama çocuğun bir birey olarak göz önüne alınması konusunu aklına bile getiremeyen bir toplumuz.
Oysaki özellikle güç koşullardaki çocuklar sorunu her geçen gün sosyo-ekonomik koşulların yetersizliğine ve yoksulluğa bağlı olarak çığ gibi büyümektedir. Şiddet toplumu olmaya yatkın davranışların arttığı ve sokaktan suça giden yolda uyuşturucu, fuhuş ve pornografi problemlerinin artık göz ardı edilemediği bir ortamda yaşamaya başladık.
Geç kalmak her zaman problemi büyüten ve bazen de çözümsüz kılan bir durumdur. Türkiye tam da bu sınırda durmaktadır.
Artık bu noktadan farklı bir yerlere gidilmesi gerekmektedir. Çünkü göz ardı edilerek bugün geldiğimiz nokta çağdaş, gelişmiş ülkelere yakışmayan bir durumdur. Bu seçimler bunların aşılabilmesi için çok önemli bir fırsattır.
Umarım siyaset yapan herkes bu konulara gereksiz ve ayrıntı olarak yaklaşmayacaktır. Çünkü güvenlik ve yoksulluk bireyin yaşamındaki temel boyutlardır. Çocuğu göz ardı ederek bu iki konuda başarılı olabilmenin mümkün olmadığı diğer ülkelerdeki uygulamalarda da  gözlenmektedir.
Bu noktada çocuk hakları savunucusu olarak bizim de uyarıcı görevimizi yerine getirmemiz gerekmektedir.

Hiç yorum yok: