Sayfalar


ULUSAL İLETİŞİM AĞI

9 Eylül 2010 Perşembe

Çocuklarımızı Şiddet Ortamından Korumak Temel Görevimiz

22 Ekim 2007



BUGÜN BUNU UNUTMAMAMIZ GEREKEN GÜNLER OLDUĞUNU HATIRLAYALIM

Şu son iki haftada yaşanan terör sonucu ölen şehitlerimiz ve sivillerimiz şiddet ortamının sadece güneydoğu ve doğuda değil yanı başımızda da hissettiğimiz bir ortama sürükledi.

Şiddet bugüne kadar hep karşı durduğumuz ve  olmamasını özellikle de çocuklar için hiç bir şeklinin olmamasını istediğimiz bir kavram. Peki nedir bu şiddet dediğimiz şey. Şiddet denildiğinde ne anlıyoruz? Bugün bunu irdelemenin gerektiğini düşünüyorum. Çünkü yaşananlar sağduyunun, mantıklı düşünmenin mumla aranacağı günlere doğru bir gidişatı gösteriyor. Şiddet, karşıt şiddet, öldürmeler, ölenler, kin, nefret …. Hepsi üzerimize üzerimize geliyor.

Şiddet; cinayet, işkence, darbe (vuruş) ve etkili eylem, savaş, baskı, suçluluk, terörizm vb.  tüm  kavramları  kapsayan  eylemlerin  bütünüdür. Sözlük anlamıyla şiddet; bir kişiye, güç veya baskı uygulayarak isteği dışında bir şey yapmak veya yaptırmak; Şiddet uygulama eylemi; Duyguların kabaca ifade edilmesine doğal eğilim; Bir şeyin karşı konulmaz gücü; Bir eylemin hoyrat yapısı olarak tanımlamaktadır.

Şiddet terimi bir yanda olgular ve eylemleri; diğer yanda da, gücün, duygunun veya bir doğa unsurunun varoluş üslubunu belirlemektedir - İlk anlamıyla şiddet, huzur karşıtıdır. Onu bozar veya tartışmaya açar. İkinci anlamda söz konusu olan ise ölçüleri aşan ve kuralları çiğneyen kaba bir güçtür.

Terimin kökenine baktığımız zaman ise şunları görürüz: Şiddet, Latince violentia’dan gelmektedir. Violentia, şiddet, sert ya da acımasız kişilik, güç demektir. Violare fiili ise şiddet kullanarak davranmak, değer bilmemek, (kurallara) karşı gelmek anlamını taşımaktadır. Bu sözcükler vis ile bağlantılıdırlar. Vis ise, güç, erk, yetke, şiddet, bedensel güç kullanımı demek olduğu gibi, nitelik, bolluk, öz ya da bir şeyin asıl yapısı anlamlarına da gelir. Daha kapsamlı açıklamayla vis sözcüğünün, etken güç, bir cismin gücünü kullanma olanağı yani etkinlik, değer yaşam gücü anlamlarını da kapsadığını görürüz.

Sözcüğün günlük kullanımını incelersek çok boyutlu olduğunu görürüz. Çekirdek kavram “güç”tür. Bu yüzden şiddet dendiği zaman öncelikle anlaşılan bir bedensel davranışlar ve eylemler dizisi olmaktadır. Şiddet her şeyden önce vurma ve kötü davranma eylemidir. Bu yüzden her zaman iz bırakır. Halbuki gücün şiddet olarak tanımlanabilmesi için belirlenmiş olan normlar çok çeşitlidir. Bu yüzden neredeyse norm sayısı kadar şiddet biçiminin bulunduğu kabul edilebilir.

Roma Hukuku böylesi bir şiddet eyleminin oluşması için Metus Atrox-Dehşete düşürücü korku- içermesi koşulunu getirmiştir. Fransız Medeni Hukuku (Yurttaşlık Yasasının 1112.maddesi), “Sağduyu sahibi bir insanı etkileyebilirliği” yeterli bulmakta ve bunun “Kişilerin yaşına, cinsiyetine ve koşullarına göre” farklılıklar taşıyabileceğini kabul etmektedir. Şiddet eylemi kişinin kendine, malına, yakınlarına karşı önemli bir zararın korkusunu yaşatır.

Bedensel saldırı olarak şiddet kolaylıkla tanımlanabilir. Kuralların çiğnenmesi bağlamında ise hemen her şey şiddettir.

Şiddet ortamındaki ‘olacakları önceden kestirememe’ olgusunu, güvensizlik ortamında da görmek  olasıdır. Şiddetin tırmanması tartışmalarının özünde bulunan güvensizlik duygusunun doğrudan doğruya şiddet ile ilgili olduğu durumlar oldukça ender görülür. Güvensizlik ile ilintili kavramlar daha ziyade her şeyin olabileceği, her şeyin beklenebileceği, günlük yaşamda artık hiçbir şeyden emin olunamayacağı kavramlarıdır. Başka bir deyimle, kargaşa ve şiddet birbirleri ile bir kere de burada bağıntılı olmaktadırlar.

Günümüzde toplumsal yaşamın bütün yönlerinin idaresi, teknoloji ve kitle iletişim araçları değiştiği için, şiddetin görüntüsü ve ölçüsü de değişmektedir.

İnsan psikolojisinde evrensel olarak varlığı kabul edilen ve cinsellikle birlikte en güçlü iki dürtüden biri olan şiddet, toplumda pek çok boyutta gözlemlenen bir olgudur.

Şiddet, politika başta olmak üzere her konuda ilk kullanılan yöntemdir. Geri dönüşü olmayan kötü sonuçları yaratan yöntem.

Yukarıda yazdığım kavramları, açıklamalarını ve neden-niçin ilişkilerini tekrar tekrar okuyun. Aklı-selimi kaybetmemek ve temel amacımızın çocuklarımızı barış ortamında yaşatabilmek olduğunu  unutmamak için lütfen bu kavramları dönüp dolaşıp okuyun.

Çocuklarımızı şiddetten ve şiddet ortamından korumak görevimizi unutmayalım. Bence şu an için en önemli olgu budur.

Hiç yorum yok: