Sayfalar


ULUSAL İLETİŞİM AĞI

12 Eylül 2010 Pazar

Sömestr Tatili Başladı

25 Ocak 2010

Yine bir yarıyıl tatili başladı. Öğrenciler karnelerini aldılar, on beş gün tatile resmen başladılar ama pratikte sadece 7 gün tatil yapacaklar. Çünkü Haziran ayında 6., 7. ve 8. sınıfların gireceği SBS sınavında iddialı olan okullar öğrencilerine kurslar düzenlediler. Hafta sonu kursları ise hiç sömestr filan dinlemedi ve kurslarına devam ettiler.

Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olan bu okullar ve kursların yöneticilerinin pedagojiye uzak olmalarını  anlayabilmek mümkün değil ama para kazanma, hırs ve sınavdaki ayrışçıl yaklaşımının sonuçları diyerek belki bir açıklama getirmek mümkün ama Milli Eğitim Bakanlığının bürokratlarının nasıl oluyor da bu çocukların tatil gereksinmelerini yok sayarak, tatil haklarının bu denli açıkça ellerinden alınmasına ses çıkarmıyorlar, işte bunu anlayabilmek mümkün değil.

Sistemi eskiden de eleştirirdik. Çünkü ezber sisteminin anlama ve soru sormaya hiç yardımcı olmamasından dolayı soru soramayan bir toplum olduğumuzu söylerdik. Ama bugün o eskiden eleştirdiğimiz sistemi bile özlüyoruz. Neden mi? Çünkü o zaman bir sistematik içerisinde ezberletilse de bilgi vermeye yönelik bir şeyler yapılırdı. Çocuklara cümle kurmasını, yazı yazmasını öğretirdik. Şimdi ise bu en basit yazı yazmak ve cümle kurmayı bile öğretemiyoruz. Konuşamayan, anlamsız kısaltmalarla kendini ifade edemeyen bir kuşak yaratıyoruz. Eskisinden olumlu olarak değişen tek şey biraz yabancı dil konusunda daha ciddi bir aşamada oluşumuz. O da kısıtlı bir kesim için geçerli.

Sistem batmış gidiyor. Ama en komik gelen de 15 milyon öğrencinin olduğu bir sistemde sadece 1200’ü biraz geçkin öğrencinin şiddete maruz kalındığının Bakan tarafından ifade diliyor olması. Rakamlar yine çarpıtan rakamlar. Gerçekçi olmayan rakamlardan bahsediyoruz. Şiddetin bu denli tırmandığı ve kuvvetin tek değer haline geldiği bir yerde şiddete maruz kalan çocuk sayısının %1’den az olduğunu söyleyen resmi makamlar var. Keşke böyle söylendiği zaman da gerçekten de böyle olsa. Ama maalesef böyle değil.

Sistemde sadece yarışmak ve test çözmek dışında hiçbir şey kalmadığını gözlüyoruz. Bu kuşağın  gelecekte erişkin olduğu zaman kültürle hiç tanışmamış, edebiyatı gereksiz bulan, sanatı yok sayan bir kuşak olacağını görmek için bugün prototiplerine bakmak gerekiyor. 30’lu yaşlardaki kuşağın bugün konuşurken sms kalıplarında kalması, paradan başka değer bilmemesi ve humanistik hiçbir değerinin oluşmadığını görüyoruz. Duyduğu her şeye muhakeme yapmadan inanan ve kitleler halinde sürü mantığıyla çevresini takip eden fikirsiz insanlar topluluğunun gelecekte sayısı artarak devam edeceğini görmek için falcı olmak gerekmiyor.
  
Eğitimin bu denli battığı bir toplumda başka da tartışacak bir şeyin kalmadığını düşünmek çok mu pesimistlik ve karamsarlık bilmiyorum ama 25 milyon genciyle bu toplumun gelecekteki halinin  çok da aydınlık olmadığını görüyor olmak içimi yeterince karartıyor.

Tatil yapabilen ve anne-baba hırsından, öğretmen ile okul yöneticileri hırsından kurtulabilmiş çocuklara 15 gün de olsa iyi tatiller.  

Hiç yorum yok: