Sayfalar


ULUSAL İLETİŞİM AĞI

12 Eylül 2010 Pazar

Problemin İsmini Doğru Koymadan Çözemezsiniz

18 Ocak 2010

Geçen hafta Haliç kıyısında boğazına ip takılı olarak bulunan Bedrettin son dönemde herkesin kulak arkası etmeye çalıştığı bir problemi bir kez daha gündeme taşıdı. Güç koşullardaki çocukların durumu nedir sorusu bir kez daha kamuoyunda tartışmaya açıldı. Aslında çocuk konusunda en popüler olan ve sonuca ulaşmasa da herkesin ahkam kestiği konuların başında gelen sokak çocuklarımız konusunun Bedrettin olayıyla bir kez daha tartışmaya açılmasının ilginç boyutları var. Meclis’te komisyon kurulup hacimli bir rapor yazan ve çözüm önerilerinin halen uygulamaya geçmediği bu konunun son dönemde sayılarının artması ama daha da önemlisi çocukların profillerinin değişmesi olayı ilginç boyuta sürüklemiş durumda.  

Profil değişikliğinden kastım ne: Önce bunu açıklamak istiyorum. Son 5-7 yıla kadar ki dönemde şöyle bir hikaye bizim en çok dinlediğimiz öyküydü. Çocuk evde şiddete maruz kalmakta ya da ekonomik sıkıntı yaşamaktadır. Özellikle 8-9 tane kardeşinin olduğu yerde evde duracak yer olmamasından da kaynaklanana sebeplerle evden kaçmakta ve kendini sokağa atmaktadır. Bir süre sonra ise artık  evle okulla ilişkisini tamamen kesmekte ve sokaktan tanıştığı çocuklarla gruplar yaparak yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır. Bunun için de küçük çapta yankesicilikler, para dilenmeler, dolandırıcılıklar yaparak yaşamını sürdürmektedir. Daha sonraki aşamada ise bu çocuğu fark eden çeteler bunları almakta ve kendi işlerini yapmasını öğretmekte ve bu arada da çocuğu uyuşturucuya alıştırarak kendilerine bağlamaktadırlar.

Ama bugün gördüğümüz profil böyle değil. Çocuklar en baştan suç çeteleri tarafından alınmakta ve suçu, işlemesi öğretilerek ortalıkta kullanılmaktadır. Diğer yüzde ise çok sayıda çocuğu olan babanın bu çocukları sokağa salarak onlardan her yolu kullanarak para toplamaları istenmektedir. Her iki yolda da insiyatifin çocukta olmadığını ve kullanıldıklarını görüyoruz.

Bunlardan ilkinde karşımızda organize bir suç örgütü olması işin çehresini ve problemin kategorisini değiştirmekte. Eskiden hedefe çocuğu koyarak yapılan çalışmalar başarılı olabilme potansiyeli taşırken bugün hedefe organize suç örgütünü koymak gerekmektedir. Çünkü çocuk kendi isteğiyle değil çoğunlukla zor kullanılarak ya da kaçırılarak bu çetelere katılmaktadır. Uyuşturucuya da alıştırıldıktan sonra da bu çarkın bir dişlisi haline gelmektedir. 

Yani bu sorunu çözmenin ilk adresi artık organize suç örgütleri yani diğer ismiyle çetelerdir. Yani bu işte ilk adres artık Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu değil polistir. Bu da polisin çocuk şubesi değil organize suçlar bölümü olmaktadır. Akademik olarak bizim yapabileceklerimiz de doğal olarak kısıtlanmaktadır.

Ama bugün baktığımızda hala Bedrettin olayından başlayarak SHÇEK yetkililerinin eskiden olduğu gibi probleme bireysel yaklaşım yaptıklarını ve olayın organize suç örgütü kısmının hiç gündeme dahi gelmediğini görüyoruz. Halbuki ekonomik darboğazın bugün geldiği noktada çocukların çetelere katılma oranlarının hızla artması ve dilendirmek için organize olmalarının geometrik olarak arttığı bu dönemde teşhisi doğru olarak ortaya koyabilmek çok önem taşıyor.

Çünkü eğer problem doğru olarak ortaya konmazsa, bunun sonuçlarını sadece bu çocuklar yaşamayacak. Asıl canı acıyanların sokaktaki adam olacağını da görmek gerekiyor. Çünkü bu, sonuçta suç işleyenlerin sayısının hızla artması ve sokaklarda yürüyemez hale gelmemiz demektir. Aslında sadece sokaklar demek belki de iyimser bir yaklaşım olacaktır. Çünkü geçen haftalarda meydana gelen zil çalma olayını hatırlayacak olursak, evde dahi otururken bir zil ve kapının açılmasıyla bir çok dramatik olay daha yaşanabilecektir. 

Bu yüzden bu konuda çalışan devlet yetkililerine ve özellikle çocuktan sorumlu devlet bakanına sesleniyorum; Sorunun adını doğru koymak gerekmektedir. Bu konuda ezberinizi bozmanız çok önemlidir. Bunun için geç kalmadan akademik ve sivil toplumdan çalışanları da içine alan bir toplantıyla problemin adını doğru koyacak bir durum değerlendirmesi yapılması çok önemlidir. Konuyla ilgili çalışan tüm meslek gruplarının multi-disipliner çalışma yaparak çözüm üretecekleri bir modeli bir an önce oluşturmak ilk atılması gereken adım olacağına inanıyorum.

Hiç yorum yok: