Sayfalar


ULUSAL İLETİŞİM AĞI

12 Eylül 2010 Pazar

Çocukların Kabusu SBS Sınavı

15 Mart 2010

Eğitim sistemimizin her zaman problemli olduğunu ve her zaman için ezberci bir kalıp içinde  düşünen değil, ezberleyen insanlar yetiştirmeye odaklandığını da biliyoruz. Ama özellikle 2002’den sonra çığırından çıkmışcasına okulların arka plana atıldığı ve dershanelerin asıl  eğitim görevini üstlenen yer olduğunu  görüyoruz.
Gerçekten de çocukların kayan giden zamanları içerisinde sürekli üzerinde oynana sınav sistemleri ile çocuklar artık yarışa atı haline geldiler. Amaç, öğretmek değil sadece belli bir günde yapılan bir sınavda iyi  puan almak olunca yetişen kuşak çok acayip bir kuşak oldu.

Sadece ezbere dayalı olarak bazı bilgileri ezberleyen bu kuşak en basit bilgileri bile bilmeyen birileri haline döndüler. Genel kültürün en basit boyutundan habersiz olmanın dışında dil bilgisi, kelime haznesini de kaybedince kısaltmalarla konuşan acayip bir kuşak yetişiyor.

Buna karşın bu sınavlara girmek zorunda olan çocukları olan ebeveynler de her dönem değişen kuralları izlemek zorunda kalıyorlar. Bu yılın ana kuralları ve hedef tarihleri  ise şöyle şekillendi;

Sınav başvuruları 6, 7, ve 8. sınıflar için 8 Mart’ta başlıyor ve 26 Mart’ta sona eriyor. Bu sınavlara girenler Fen ve Anadolu liselerine SBS sonucuna göre girecek ancak kolejlere yani Özel Türk ve yabancı liseler de SBS sonuçlarından sadece 8. sınıf SBS sonuçlarına göre buralara girecek. Yani Fen ve Anadolu Liseleri için 6, 7, ve 8. sınıfta girilen sınav sonuçları geçerliyken özel Türk ve yabancı liselerde sadece 8. sınıfta girilen sınavın sonuçları geçerli olacak.

En büyük sıkıntı ise bu okulların başvurularında yaşanıyor. Çünkü başvuruda bir keşmekeş ve düzensizlik var. Bu yüzden velilerin perişan olduğu gözleniyor. Bu karmaşa bu yıl da devam edecek gibi gözüküyor. Çünkü durumu düzenleyen bir önlemin alınmamış olduğu görülüyor.

Bu sınavlara başvuran çocukların sayısına baktığımızda da sınava her sınıftan yaklaşık 1 milyona yakın çocuğun girdiği yani 3 milyon çocuğun sınava girdiği gözleniyor. Özel okullarda ise bu sayı 50.000 kişi civarında.

Buradaki en büyük skandal bu kadar çocuk sınava girerken ve bu okullarda okumak için yarışırken bu okullarda yapılan aptalca başvuru yönetmelikleri ile tarihlerden dolayı her zaman kontenjan açığının kalması. Yani çocuklar her şeyi yapıyorlar ama yönetimin hantallığı ile beceriksizliğinden dolayı kontenjanlarda açıklar kalıyor. Bu trajikomik durum her yıl tekrarlanıyor.

Sınav takvimine baktığımız zaman şu tarihlerde sınavların yapılacağını görüyoruz.

8’inci sınıflar SBS   5 Haziran’da,
7’nci sınıflar SBS    6 Haziran’da,
6’ncı sınıflar SBS  12 Haziran’da gerçekleşecek.

Sınavlarda kaç soru sorulacak, kaç dakika süre verilecek ve saat kaçta başlayacak gibi önemli detayların cevabı ise şöyle:

8’inci sınıflara 100 soru sorulacak ve 120 dakika süre verilecek.
7’lere 90 soru sorulacak 100 dakika süre verilecek,
6’lara da 80 soru sorulacak ve 90 dakika süre verilecek.
Sınavların tümü saat 10’da başlayacak.

Sınavda öğrencilere şu  testlerden sorular yöneltilecek:
Türkçe, Sosyal Bilimler, Matematik, Fen Bilimleri ve Yabancı Dil.

Ağırlıklı testler Türkçe ve Matematik. Testlerin ağırlıkları ise şöyle:
Türkçe: 4, Matematik: 4, Sosyal Bilimler: 3, Fen Bilimleri: 3, Yabancı Dil: 1

Çocuğun puanı ise şöyle hesaplanıyor; Önce sınıf puanı hesaplanıyor. Sınıf puanı hesaplanırken o yılın SBS’nin yüzde 70’i ve o yılın yıl sonu başarı puanının yüzde 25’i alınıyor. Sonra ortaöğretime giriş yerleştirme puanı hesaplanıyor. Bu yapılırken 6. sınıfın sınıf puanının yüzde 25’i, 7. sınıfın sınıf puanının yüzde 35’i ve 8. sınıfın sınıf puanının yüzde 40’ı toplanarak elde ediliyor.

Ama her şeyin bir gecede değişebildiği bir ülkede de yaşadığımızı unutmadan bunları okumakta fayda var. Çünkü Milli Eğitim Bakanlığı her an kendine göre değişiklikleri ben yaptım oldu diyerek ortaya çıkarabiliyor. Bir önceki Çelik döneminde yaratılan hasarın bu dönemde düzeltilebilmesi çok zor.

Sanki bir dershane  hakimiyetinin yaratıldığı günümüzde sınav öncesi aysal olarak dershaneye gitme iznini verildiği bir ortamda durumumuzun içler acısı olduğunu bir kez daha yineleyerek SBS kabusunun çocukluk dönemini yaşayamayan bir kuşak yarattığını görüyoruz. Bu kuşağın yetişkin olduğunda nasıl bir kuşak olacağının takdirini de size bırakıyorum. Vizyonsuz ve bilgisiz siyasetçilerin faturasını ise kocaman bir kuşak ödüyor.

Ne acı...

Hiç yorum yok: