Sayfalar


ULUSAL İLETİŞİM AĞI

12 Eylül 2010 Pazar

Dershane Ücretleri Yüzünden İntiharlar Ve Sosyal Devlet Olmak

12 Nisan 2010

Son günlerde yaşanan dramatik bir olay dikkatlerimizi farkında olmadığımız bir olaya  çekti. Dershane borcu yüzünden yaşanan dramlar. Artık son dönemde dershaneye gitmeyen öğrenci kalmadı. Eğitim sistemi o kadar iflas etmiş durumda ki okulların kendisi derslerden sonra ayrıca dershane eğitimi vermek üzere organize olmuş durumdalar.

Dershanelerin ve şu anda ki eğitim sisteminin öğrenciler üzerine olan yıkıcı etkilerini zaten sürekli tartışıyoruz ancak bilinmeyen ya da gündeme gelmeyen bir başka konunun dershane ücretlerinin aileye yansımaları. Ailenin bu ücretler altında eziliyor olması.

Kamuoyu bu olayla Muğla’da annesinin dershane ücretini ödeyememesi yüzünden hapishaneye düşmesinin ağırlığını kaldıramayan genç çocuğun intiharıyla tanıdı. İntiharla sönen bir yaşamın ardından Milli Eğitim Müdürlüğü apar topar dershane ücretini ödeyerek anneyi hapishaneden çıkardı ama ne fayda, çocuk artık yoktu. Bu üzücü tablonun aklımıza getirdiği başka bu durumda olan kimseler var mıydı sorusuna ise yapılan çalışmalar zannedildiğinden çok daha fazla sayıda böyle aile olduğunu gösterdi.

45.000, evet, kırk beş bin aile dershane borcunu ödeyemediği için mahkemelik olmuş durumda. Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneğinin (TÖDER) yaptığı araştırmaya göre yıllık ücretleri 800 ile 4.000 lira arasında değişen bu dershanelere çocuklarını yollayan aileler ödeme zamanında ekonomik sıkıntıya mağlup olarak ödeyemem durumuyla karşı karşıya kalabiliyor.

Türkiye’de yaklaşık 4.000 dershane olduğu ve bu dershanelere devam eden de yaklaşık 1.5 milyon öğrenci olduğu var sayılıyor. Çocuklar bir okula yerleşmek için çareyi okullardan değil dershanelerden bekliyorlar. Bu çarpıklığın sonucu olarak da yaşanan bir çok sorunun yanında dershane ücretleri ve buna bağlı intiharlar gündeme geliyor. Artık aileler o hale geliyorlar ki bankalardan yüksek faizle kredi çekerek bu ücretleri karşılamaya çalışıyorlar.

Devletin bazen yetişemediği ve çözmekte sıkıntı çektiği sorunları özellikle gelişmekte olan ekonomik sıkıntıları olan ülkelerde anlaşılabilir bir durumdur. En azından anlaşılabilmesini sağlayan nedenler vardır ve bunları gördüğünüzde kabullenmeseniz bile anlarsınız.

Ama eğitim sisteminin bugün sokulduğu durumu anlayabilmenin mümkün olmadığını söylemek gerekiyor. Siz öyle bir sistem yaratacaksınız ki başta okullar olmak üzere herkes sadece dershanede soru çözmeye yönelik öğrenci eğitimine ve ezberleyen ama anlamayan öğrencilerin yetişmesine neden olacaksınız.

Bu çocuklara bir şey öğretmediğiniz gibi bu çocuklara sosyal yaşam olanağı da tanımayan bir sistem getirerek çocukları yarış atı yapacaksınız. Bu da yetmiyor aileleri yüksek ücretler ödemeye mahkum edecek ve sonra ödeyemeyen annelerin hapise girmesine neden olacaksınız. O zaman da gencecik çocukların yaşamın başında karşılaşıp kaldıramadığı yükün altında ezilmesinin sonuçlarını da hep beraber izler durumda olacağız.

Sosyal devlet olmak, yurttaşına sahip çıkmak, çocuğunu yetiştirmek, vatandaşını mağdur etmemek.

Bunların ne anlama geldiğini hatırlayanınız var mı?

Hiç yorum yok: