Sayfalar


ULUSAL İLETİŞİM AĞI

23 Ekim 2011 Pazar

Kadınlara Şiddet Neden Bu Kadar Arttı?


Son dönemde yer alan aile-içi şiddet olgularındaki inanılmaz vahşetle beraber sayısal artış, bu  konunun daha da yoğun irdelenmesinin gerektiğini gösteriyor. Özellikle erkeklerin kadınlara yönelik  şiddetinin çocuklara yönelik şiddetin çok önüne geçmesi düşündürücü bir boyutu oluşturuyor.

Neden bu dönemde erkeklerin kadınlara şiddetinin arttığını araştırdığımızda, farkındalığın son  dönemde artmış olmasının bir ölçüde etkili olmuş olabileceğini söyleyebiliriz ama bunun son  dönemdeki vahşeti ve özellikle öldürme olaylarının artmasını açıklamadığını görmekteyiz.

Özellikle öldürmenin de ötesinde vahşet uygulanmasının sıradanlaşması da öne çıkan bir başka  boyutu oluşturmakta.

Sokak ortasında bıçaklayarak ve bıçağı da sırtında bırakarak giden kişilerin o kadınlarla bir dönem  yakın yaşamış olmalarına inanabilmek oldukça zor ama hepsinde de kıskançlık ve hükmetme isteğinin   ana nedenler olması da neden sorusuna kısmı de olsa bir cevap veriyor.

Çözüm çalışmaları yaparken doğru teşhislerin de çok önemli olduğunu söylemek gerekiyor.

Geçen günlerde bir toplantıda bir psikoloji profesörünün konu hakkında bilgi sahibi olmadan genel  görüşle, “şiddete sıfır tolerans bunu yapanları da aynı konuma sokar” düşüncesini savunmasında bu  konu hakkında çalışmamış olmasının neden olduğunu söylemek mümkün ama bunu bilimsel bir görüş  olarak verince yanlışlar başlıyor.

Son dönemde bakıyoruz tüm bu davalarda iyi halden indirimlerle düşük cezalar veriliyor. Özellikle bir  erkek tarafından dövülen kadına yardım etmeye çalışan iki kişiye dayak atanla aynı cezanın verilmesi  gibi trajikomik durumların suçu işleyenleri caydırdığını söyleyebilmek mümkün değil.

Siz hem cezayı az vereceksiniz hem de dayak atana karşı hoşgörüyü elden bırakmayacaksınız hem  de aile-içi şiddet olaylarının azalmasını bekleyeceksiniz.

Bunun çok gerçekçi bir yaklaşım olmadığını zaten yaşanan olaylar gösteriyor.  

Ama en kötüsü, mikrofonu önünde bulan herkesin ahkam kesmesi, daha da kötüsü ise söylediğinin doğru olduğuna inanması.

Okumadan, araştırmadan ben nasıl olsa akademisyenim, eski okuduklarımla, genel bilgimle bunu idare ederim diyenlerden dolayı kamuoyu da yanlış bilgileniyor.

Bakalım çözüm arayışlarında daha neler göreceğiz?

Kaynak gösterimi:  www.0-18.org

Hiç yorum yok: