Sayfalar


ULUSAL İLETİŞİM AĞI

9 Ekim 2011 Pazar

Dünya Çocuk Gününü Hatırlamayan Türkiye


Her Ekim’in ilk Pazartesi tüm Dünya’da kutlanan Dünya Çocuk Günü’nün bu sene bizde hiç hatırlanmamasının nedeni acaba nedir diye hiç kendinize sordunuz mu?

Çocuklar önemsenmiyor mu yoksa, çocuklar ayrı bir birey olarak kabul edilmiyor mu yoksa, çocuk gününün hatırlanmasına gerek duyulacak bir problemi ya da gündemi yok mu gibi birçok nedeni  sayabiliriz ama sonuçta Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni imzalayalı 23 yıl geçmesine karşın ne olduğunu bilmeyenlerin büyük çoğunluğu oluşturduğu bir toplumda yaşadığımızı da unutmayalım.

Şiddet ve  eğitimsizlik, çocuklarla ilgili iki temel sorunumuz olarak gözüküyor.
 
Detaylı bakacak olursak, adalet sistemindeki Çocuk Adalet Sistemi içinde yapılan bazı revizyonlar ve kanun değişikliklerine rağmen pratikte hala çocuklar erişkinlerle aynı yerde cezalarını çekiyorlar. Başka deyişle, onları kazanmıyoruz tam tersi tam bir kayıp olgu oluyorlar.

17 Eylül 2010 itibariyle altı bin 233 çocuğun gözaltında bulunduğuna; bu çocukların bir kısmının hala yetişkinlere ait hapishanelerde ve gözaltı merkezlerinde tutulduğuna da dikkat çekilmiş.

Adalet Bakanlığı’nın hala bu konuya eğilmemesi de büyük bir problem. Çocuk Mahkemeleri düne göre çok daya yaygın ve etken ama hala işler iyi gidiyor denecek boyuta gelemedik.
  
Çocuk haklarının temel prensibi olan “her çocuk yaşının gerektirdiği hayatı yaşar” prensibini hapishane ve gözaltılar dışında çiğneyen çok önemli bir başka konu da çocukların çalıştırılması.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre Türkiye'de yaklaşık 17 milyon çocuğun bir milyonu çalışıyor.  İş Kanunu'nda çalışmaya başlama yaşı 15 olarak gösterilmesine rağmen, hafif işler için bu, yasalarla 13 yaşına kadar inebiliyor.

Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) de çocuk işçi tanımındaki yaş sınırı 15, Türkiye'de ise çalışan bir milyon çocuğun yüzde 21'i 12 yaşında, yüzde 28'i 11 yaşında, yüzde 19'u 10 yaşında, yüzde 9.4'ü ise 9 veya daha küçük yaşlarda iş hayatına başlayan çocuklardan oluşuyor. Türkiye'de 42 bin çocuk sokakta yaşıyor. 15 yaşından küçük çalışanlar, 18 yaşından küçüklerin yüzde 70.9'unu oluşturuyor. Üstelik bu çocukların yüzde 62.4'ü yine haftanın altı günü, günde 12 saatin üzerinde çalışıyor.

Rakamlar çok açık bir şekilde problemin büyüklüğünü gösterdiğinden buna eklenecek daha çok birşey  yok.

Eğitimde eşitsizliğin özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki kız çocuklarını etkilediğini  görmekteyiz.

Halen tüm kampanyalara rağmen yaklaşık 200 bin çocuğun okullaşamaması, okullaşanlarınsa devamsızlıktan dolayı okula gelmediğini göz önüne alırsak, eğitimdeki kırmız alarmı görmüş oluruz.

Şiddet ise toplumsal düzeyde ve özellikle aile içinde ve kadına yönelik olarak büyük tırmanış göstermekte. Gelecekte de bu konunun uyuşturucuyla birlikte çok başımızı ağrıtacağını söylemek için kahin olmanın gerekmediğini söyleyerek bu haftaki yazıyı sonlandırıyorum.

Kaynak gösterimi:  www.0-18.org

Hiç yorum yok: