Sayfalar


ULUSAL İLETİŞİM AĞI

14 Kasım 2010 Pazar

Roman Çocukların Durumu

Bu köşede çocuk haklarıyla ilgili konulara yer verirken hem o günün güncel konularına yönelik yorumlar yapmaya çalışıyor hem de ulusal düzlemde yaşanan olayların uluslar arası standartlarda  değerlendirmesi üzerine görüşlerimi aktarıyorum.

Bizim yaşadığımız toplumda da gelişmekte olan diğer bir çok toplum gibi standartların olmaması, bireyin kurumlar kadar önemsenmemesi ve hukuk uygulamalarında yaşanan sorunlar hep o zaman diliminin en sansasyonel olayını buraya taşımamıza neden oluyor.

Ama bazı konular çok ön plana çıkmasa da aslında bizim mozaik toplumumuzda var ve yaşanıyor. UNICEF direktörü ülkemizi ziyaret ettiğinde İstanbul’da küçük bir grupla sivil toplum kuruluşları  temsilcileri olarak uzun bir toplantı yapmıştık.

O zaman gündemde oldukça uzun bir zamanı alan Roman çocuklar konusu benim ilgimi çekmişti. Çünkü dışarıdan bakış açısıyla problem gözüken bu durum bizim gündemimizde çok yer kaplamıyordu.  

Sahada sokak çocukları konusunda çalışmalar yaparken Roman çocuklar hedef gruplarımız içinde yoktu çünkü sokak yaşamı kültürlerinin bir parçası olarak kabul ediliyordu ve yaşanan birkaç olay bu stratejinin doğru olduğunu gösteriyordu.   

Çünkü yanlışlıkla getirilen, ailesi olmadığı düşünülen sokaktaki Roman çocuğun Kurum’a getirilmesinden yarım saat bile geçmeden 50 kişiyi aşkın ailesi olduğunu öğrendiğimiz gürültücü ve olay çıkarmaya eğilimli bir  grup çocuklarını almadan gitmemişti. Yani çocuk sokaktaydı ama tüm aile  zaten sokakta yaşıyordu. Burada ailesiz olduğu için sokakta olan çocuk profili yoktu, zaten sokakta yaşayan bir aileden daha doğrusu bir topluluktan, gruptan bahsediyorduk. 

Aslında yıllardır Çingene olarak isimlendirdiğimiz gruba son yıllarda Romanlar olarak nitelendirilmesine biz de uyalım ve Balkanlar denilen coğrafyada dağılmış bir toplumdan bahsettiğimizi belirtelim. Bu ülkeler içinde bizim de olduğumuzu belirtelim. Ayrıca, Arnavutluk, Bosna, Hersek, Bulgaristan, Kosova, Makedonya, Karadağ, Romanya ve Sırbistan'da Roman çocuklar olduğunu görüyoruz.

Ülkemizde Roman çocukların problemlerinin tartışıldığı bir panelde şu sonuçlarla karşı karşıya  kalıyoruz;

Roman çocukların okul devamlılığının çok kötü olduğu görülmektedir. Burada uyumdan kaynaklanan bir sorun olduğu görülmektedir. Çoğunun nüfusa kaydettirilmemiş olması da bir başka önemli problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Resmen yok olan bu çocukların okula başlama yaşının 10-12 yaşına kadar yükselmesi gibi bir çok sorunla karşı karşıya kalınmaktadır.

Yoksulluk Romanlarda önemli bir sorun olduğu için bu çocukların aile bütçesine katkıda bulunması için  çalıştırıldıkları görülmektedir. Aile içi şiddetin, dayağın da çok yoğun olarak var  olduğu görülmektedir.

Görüldüğü üzere gündeme gelmeyen ama yoğun problemleri olan içimizden bir sorunla karşı karşıyayız. Belki dibimizde olmadığı için farkında değiliz ama böyle sorunumuz da var. Birey önemli  ve her çocuk önemli prensibine inananlar olarak problemlerin tümüne önem vermeliyiz.

Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 2. maddesi olan ayrımcılık yapılmaması prensibinin tipik önemli bir problemi olan Roman çocuklar konusu böylesine önemli bir problem.

Hiç yorum yok: