Eğitim
yılının yarısına girdik. Yine karneler 10 milyonu geçkin çocuğa dağıtıldı. Karneler
her zamanki gibi bazen iyi bazense kötüydü. Çocuklar yaşamın renklerini
öğrenmeye hem de skalanın bir çok farklı rengini böyle günlerde öğreniyorlar.
Milli
Eğitim’in eğitim boyutunda önceliğinin yaşam boyunca işe yarayacak öğrenme
tekniklerini ve de özellikle bilgiyi nerede bulacakları ile nasıl kullanmaları
gerektiği temel felsefesine ulaşmaları olduğu,
hala pratik uygulamalara yansımış değil. Ancak, atılan bazı adımların
görülmese de uzun dönemde farklılıkları
sağlayacağı söylenebilir.
Burada
her şeyden önce sınav sistemlerinin sorgulanması ve değişmesi gerekiyor. Çok
zor ve radikal bir adım olduğunun bilincinde olarak verdiği olumsuz etkilerinin
bir an önce bitirilebilmesi için
mutlaka doğru çözümlere yönelmek
gerekiyor.
Bu
denli genç nüfusa sahipken planlama yapılmaması, yakın gelecekte sayılarının
milyonları bulacağı diplomalı işsizlere
yol açacak. Şimdi bile sayıları ciddi boyutta olan işsiz diplomalıların
gelecekte çok baş ağrıtacağını görmek için falcı olmak gerekmiyor.
Sistem
dışına itilmiş çocuklara bu dönemde kucak açılmasının umutlu bir boyut olduğunu
söylemek gerekiyor. Şu anda sayıları sadece 50 de olsa bunun gelecek yıllarda
geometrik olarak büyümesini umalım.
Atama
bekleyen 20.000’i geçkin öğretmenin atanmasının gerçekleştirilmesi bence çok
önemli. Çocuklarımıza eğitim verecek olan bu grubun koşullarının
iyileştirilmesi göz ardı edilmemeli. Avrupa Birliği standardına ulaşmak
istiyorsak burası başlangıç noktalarından birisi olmalı. Öğretmenin eğitiminin
yanı sıra maaşları ve yaşam koşulları da mutlaka bakanın kavgasını vermek
zorunda olduğu konuların başında
gelmeli.
Kaynak gösterimi: www.0-18.org
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder