Engelliler konusu göz ardı edilen konuların başında gelmektedir. Birçok konuda sosyal boyutta sınıfta kaldığımızı bilmekteyiz. Ama engelliler konusunda sayısal veriye bile sahip olamamamız bu konuda ne denli geride kaldığımızın en önemli kanıttır.
Bu konuda çalışanlar, nüfusun %10 oranında engelli olduğundan hareketle 70 milyonluk Türkiye’de yaklaşık 7 milyon kişinin engelli olduğunu söylemektedirler. Bu sayının yaklaşık yarısının çocuk ve adolesan olduğu görülmektedir. Başka bir deyişle, yaklaşık 3-3.5 milyon kişilik eğitim sürecine dahil engelli bir kitlenin olduğu görülmektedir.
Ancak, eğitime baktığımızda yönetmeliklerde yer alması, uluslar arası sözleşmelere imza atmış bir ülke olmamıza karşın pratikte olayların böyle gelişmediğini görmekteyiz. Eğitim kurumlarında engellilere yönelik hiçbir yatırımın olmaması durumu imkansız kılmaktadır.
Engelliler için ne insan kaynağı ne de bina ve sınıf boyutunda hiç bir şeyin yapılmadığı gözlenmektedir. Zaten engelliler spektrumunun fiziksel engelliler, görme, işitme engelliler ve mental gerilikler gibi çok geniş ve değişik gruplardan bahsedildiği göz ardı edilmemelidir.
Birleşmiş Milletler (BM) Engelli Hakları Sözleşmesi 2001 yılında Dünya’nın gündemine girdi. BM sözleşmelerinin ana kuralı olan 20 ülke onayladığı zaman bu sözleşme yürürlüğe girer prensibi gereği şu anda sözleşmeyi onaylayan 20 ülke Ekvador’un imzalamasıyla gerçekleşmiş oldu. Böylece sözleşmenin uluslararası bağlayıcılık kazanması için yeter şart sağlanmış oldu.
Dünya’da yaklaşık 650 milyon engellinin bulunduğu görülmektedir. Engellilerin haklarını güvenceye alan sözleşmeyi Türkiye 30 Mart 2007'de imzalamıştır. Ancak, hala onaylayıp kendi iç hukukunda yürürlüğe sokmuş değil.
Bireylere ve gruplara sözleşmenin güvenceye aldığı haklarının ihlaliyle ilgili doğrudan başvuru hakkı sağlayan Seçmeli Protokol'ü ise Türkiye hala imzalamadı.
Engelliler sözleşmesinin 7. maddesi çocukları kapsamaktadır. Bu madde şu alt başlıklardan oluşmaktadır:
1. Taraf devletler, engelli çocukların bütün insan haklarını ve temel özgürlükleri diğer çocuklarla eşitlik temelinde tam olarak kullanması için gereken önlemleri alacaklar.
2. Engelli çocuklarla ilgili bütün edimlerde, çocuğun üstün yararı birincil öncelik olacaktır.
3. Taraf devletler, engelli çocukların kendilerini etkileyen bütün konularda görüşlerini özgürce ifade etme hakkına sahip olmasını, yaşlarıyla ve olgunluklarıyla uygun bir şekilde görüşlerine gereken değerin verilmesini güvence altına alacaklar; bunu diğer çocuklarla eşitlik temelinde gerçekleştirecekler; engellerine ve yaşlarına uygun yardımlarla bu hakkın anlaşılmasını sağlayacaklar.
Türkiye, çocukları konusunu birçok konuda göz ardı etmeye devam ediyor. Ama nüfusunun yarısına yakınının çocukları oluşturduğu ülkemizde bu göz ardı etmenin faturasının gelecekte çok ağır olacağını ise kimse görmüyor.
Kaynak gösterimi: Polat, O., www.0-18.org, Başyazı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder