Bugün okulların yarıyıl tatili başladı. Çocuklar biraz da olsa belki yarış atı olduklarını unutacaklar ve nefes alacaklar. Ama bu yarış öylesine gözü dönmüş bir yarış ki Pazartesi hepsinde yine kurslar var ve test çözmeye başlıyorlar. Ben Milli Eğitim Bakanı’nın yerinde olsam geceleri bir damla uyuyamaz ve tam gelişme çağındaki çocukların ruhlarının nasıl travmatize olduğunu düşünmekten kötü olurdum. Ama giderek daha kötüye gittiğine göre bu durum Bakan’ı ve Bakanlığı rahatsız etmiyor hatta belki ne güzel yapıyoruz diyorlardır, kimbilir!..
Çocuklardan bahsedince sinsi sinsi gelen ve her geçen gün kar topu gibi büyüyen bir problemden daha bahsetmenin önemli olduğunu düşünüyorum; yyuşturucu.
Her şeyi çabuk yapan ve özellikle kötü şeylerde çok hızlı olan toplumumuzda uyuşturucunun nasıl yaygınlaştığını görmek insanda dehşet duygusu uyandırıyor.
Buna bağlı olarak daha bizde çok organize olmamış -buna şimdilik sevinebiliriz, ama hızla başlayacağı ve damga vuracağını düşündüğüm çeteleşme olgusunun çok yakında özellikle gençlerde ilk problemlerimizden birisi olarak yer bulacağını söylemek için falcı olmaya gerek yok diye düşünüyorum.
Eğitim konusu neden yazılarımın çoğunda ana konuyu oluşturuyor? Çünkü çözüm çalışmalarında tüm yollar geliyor ve eğitim adresinde bitiyor. Çocukları tabii sadece eğitim sistemine sokmuş olmak başarı için yetmiyor, eğitim sürecinde yapılanların başta ölçme, değerlendirme, kişilik kazandırmayla başlayan ve eğitim içeriğine kadar birçok şeyin de zincir etkisiyle göz önüne alınması gerekiyor.
Ama bu arada çocuk ve gençler için gerçek tehlike olan uyuşturucunun sinsice toplumumuzda yer alıyor olmasını, çocuklarımızı avucuna almasına sesiz kalmanın ileride çok ağır faturasını ödeyebileceğimizi birçok ülke örneği gösteriyor.
Örneğin, Amerika’nın gençler konusunda öncelikli konularından birisini uyuşturucu kullanımı ve çete suçlarının oluşturduğunu görüyoruz. Burada şu anda sorunun çözümü için çok büyük bütçeler ayrılıyor ve herkes sorunun altından nasıl kalkacağını tartışıyor.
Bizde yapılan bir çalışmaya göre uyuşturucu kullanım yaşının 11’e inmiş olması, çok korkutucu bir problemle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Amerika’da bu yaşın daha da küçüldüğünü buraya ekleyeyim.
Çalışmanın en önemli işaretlerinden birisi de uyuşturucu kullananlarda eğitim düzeyinin düşüklüğü. Bence bu iki noktanın da alarm verici olduğunu unutmamak gerekiyor.
Zaman kaybı, hep geride kalmak, bunu küçüçük çocuklara test sınavlarında acımasızca dayatanların yönetici olarak problemler karşısında hatırlamamaları da ilginç. Daha doğrusu trajik.
Yine de küçük çocuklarımıza biraz sevinç, gülücük ve oyunla dolu bir tatil dilemek istiyorum.
Umarım, test çözmekten bunları yaşayacak zamanı bulurlar ve mutlu olmayı hatırlarlar.
Kaynak gösterimi: Polat, O., www.0-18.org, Başyazı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder