Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu yıllardan beri istismara maruz kalmış çocuklarda, sokak çocuklarında ve yoksullukta hem tek adres hem de belki de çözümsüzlüğün tek adresi olarak karşımıza çıkıyor.
Aslında bir çok konuda Dünyayı geriden takip ediyor olmamızın ya da geri kalmış bir ülke olmamızın faturası sosyal konularda ön plana çıkıyor. Biliyorum bu geri kalmış sıfatına bir çok itiraz gelecek ama sosyal konulara yaklaşımda kullanılabilecek başka bir terminolojinin tam anlamını ifade etmeyeceğini düşünüyorum.
Güç koşullardaki çocuklarda temel sorun nedir? Temel sorunumuz bu çocukları doğru tanımlamayla başlayan sonra da rehabilitasyon sözcüğünün içini dolduramamakla devam eden bir zincir.
Belki tartışmasız tek kabul edilecek doğru bu konuda çözüm arayan herkesin iyi niyetli ve samimi olduğudur. Ama bunlara bilgili kavramını da ekleyememek genelde çözümsüzlükleri getiriyor.
Buraya nerden geldim? Çocuktan sorumlu Devlet Bakanının artık sadece ev modeli bakımevlerine geçeceğiz mesajını okuyunca aklıma gelen ilk fikirler buralardaydı.
Bu yanlış bir önerme mi? Bakıldığında, “hayır” ama şeytan ayrıntıda gizlidir sözünden hareketle bunun nasıl olacağı en önemli boyuttur. Çünkü güç koşullardaki çocuklar sorunu tek bir problemden oluşmamaktadır. Çok bileşeninin yanı sıra farklı kategorilerin getirdiği önemli nüansların da olduğunu göz ardı etmemek gerekmektedir.
Rehabilitasyon modelleri tartışılmasının yeterli düzeyde olmaması temel sorundur. Bugün sadece istismarda bile çocuklara farklı yaklaşım gerekmektedir.
Ensest mağduru ile fiziksel istismar mağdurunu her ikisi de istismar mağduru diyerek nasıl aynı kefeye koyamazsanız cinsel taciz mağduru ile ırza geçmeye maruz kalmış çocuklardaki yaklaşım da yine farklı olacaktır. Burada ilk yapılacaklarla uzun süreli yaklaşımların farklılığı kadar uzman yaklaşımı yine sorgulanması gereken boyutlardır.
Görüldüğü üzere sadece istismar için bile nüanslar bu kadar derinken sokak çocukları için de madde kullanımı, suça bulaşma, evden kopukluk dereceleri gibi kategoriler hepsinde farklı uygulamaları gerektirmektedir.
Burada ilk çözülmesi gereken nokta insan kaynağıdır. Bu konuda bilgili, deneyimli ama en çok da istekli uzmanları yetiştirmek önemlidir. İyi bilgilenme ve buna paralel tatmin olacağı iş koşulları ki bunun başında tatmin edici maaşlar gelmektedir, bu sağlanarak ancak başarı gelecektir.
Ama Bakan sadece demecinde binalardan, ev modellerinden bahsetmekte ve sonra konuyu kendisi ile kendinden önceki bakanın davranış modellerindeki farklılığa getirmektedir. Tabii sadece bir demeçle bir yargıya varmak mümkün değildir ama yapılanların nereye doğru gittiğini görünce demecin de bu çizgide olduğunu söylemek yanlış olmasa gerek diye düşünüyorum.
Her geçen gün artan nüfusun problemi büyüttüğünü de göz ardı etmemek gerekmektedir. Ne kadar çabuk doğru adımlar atılırsa, o kadar problemin büyümesi önlenecektir. Yoksa kartopu gibi altında kalmak işten bile değildir.
Kaynak gösterimi: Polat, O., www.0-18.org, Başyazı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder