Bir yılı daha
deviriyoruz. Bu yıla baktığımızda her geçen yıl gibi iyi şeyler de kötü şeyler
de vardı. Çocuklar adına birçok konuda yapılanlar vardı ama çocuk hakları
perspektifinden baktığımızda katılım hakkı adına hiçe yakın aktivitenin olması,
ümitlerimizi biraz kırıyor.
Bu açıdan çocuk
hakları kavramını ve özellikle katılım hakkının ne olduğunu hatırlamakta fayda
var.
Türkiye’nin de
imzaladığı Çocuk Hakları Sözleşmesiyle birlikte çocuklar için yeni bir
dönem başlamıştır. Bugün Dünya’nın
tümüne yakınında yaşayan insanlar ve devletler çocukları hakları olan bir birey
olarak kabul edeceklerini garanti etmişlerdir.
Çocuk Hakları
Sözleşmesinin 1989 da imzalanması ve tüm Dünya’da kabul edilmesinden beri bu
konudaki en önemli referans, Sözleşmedir. Bu Sözleşmenin de 4 temel kavramı
olan çocuğun korunması, yaşatılması, geliştirilmesi ve katılımıdır.
Bugün sağlığı,
eğitimi, şiddetten korunması ile ilgili yapılanların çocuk politikaları
açısından değerlendirilmesi ve bu
vizyonla bakılması gerekmektedir.
Çocuk haklarının
temel prensiplerinin başında çocukların da yetişkin insanlar gibi haklara sahip
olduklarının vurgulanması gelmektedir. Çocukların da yetişkinlerde olduğu gibi
görüşlerini ifade etme özgürlüğü, düşünce, din ve vicdan özgürlüğü ve dernek
kurma özgürlüklerinin bulunmasına vurgu yapılmaktadır. Pratikte farklı
toplumlarda bazı geleneksel uygulamaların, kültürel yapıların engel
yaratabileceği de gözlenmiştir.
Katılım hakkının en
yoğun ve etkili yaşanacağı ilk ortam çocuğun en çok vakit geçirdiği ortam olan
ailesidir. Aile ortamında katılım hakkının yaşama geçmesi için çocuğun aile
içindeki kişisel hak ve özgürlüklerinin bilinmesi ve uygulanması önemlidir.
Çünkü çocuk
geleneksel olarak ailenin bağımlı, görünmez ve edilgen bireyi olarak kabul
edilmektedir. Bu, ülkemiz için de geçerli bir durumdur. Çocuğun bir birey
olarak kabul edilmesi, görüşünün alınması
ancak çok yakın zamanda gerçekleşen bir durumdur.
Diyalog, uzlaşma ve katılım
yöntemlerinin kullanımı ile çocuk aile ortamında görüşlerini açıklama konumuna
yükselebilmiştir. Aile ortamının demokrasinin ilk uygulama alanı olabilmesi, o
toplumun demokratik yönetimi için en önemli adımlardan birisini oluşturacaktır.
Kaynak gösterimi: www.0-18.org