Ülkemizde
özellikle sosyal problemlerle ilgili çalışmaların planlanması için en önemli
kriter olan sayısal verilerin yakın
zamana kadar hiç olmadığını bilmekteyiz. İlk çocuk istismarı çalışmalarına
başladığımız 1988 yılında, kayıtlı
vakaların sıfır gibi çarpıcı olması çok önemli bir durumdu.
Neden
önemliydi? Çünkü bu olayla ilgili çalışan profesyonellerin yetersiz bilgisi
ve/veya ilgisi olduğunu göstermekteydi.
Demek ki ilk yapılması gereken, bu konuda çalışan profesyonellerin
bilgilendirilmesi ve sonrasında da
duyarlılığa ulaşmasını sağlamaktır.
Son
yıllarda sıfır vaka kaydından artık sayısal verilere ulaşabilme noktasına
gelindiği görülmektedir. Bu konuda ilk başvuru noktası olan Emniyet Genel
Müdürlüğü'nün resmi kayıtları, Şubat 2010-Ağustos 2011 arasındaki 19 ayda, 78
bin 488 aile içi şiddet vakası yaşandığını göstermektedir.
Bunu
farklı şekillerde okumak mümkün.
Örneğin, sayılar bize, kayıtlara geçen haliyle, 10 dakikada bir aile içi
şiddet olayının yaşandığı anlamına geldiğini göstermektedir.
81
ilin Emniyet Müdürlükleriyle birlikte çalışma başlatarak aile içi şiddet
olaylarını izlemeye alan Emniyet
Genel Müdürlüğü , 1 Şubat 2010
ile 31 Ağustos 2011 tarihleri arasındaki 19 aylık dönemde Türkiye'de 78 bin 488
aile içi şiddet ve kadına yönelik şiddet olayının yaşandığını ve kayıtlara
geçtiğini tespit etmiştir.
Bu
sayısal veriyi, günde yaklaşık 138 olay, saatte yaklaşık altı olayın yaşanması şeklinde
de okumak mümkündür.
Bu
tespitle birlikte Türkiye'de her 10 dakikada bir aile içi şiddet olayının polis
birimlerince resmi kaydının tutulduğu anlaşılmaktadır.
Aslında sayısal
verilerin çok çarpıcı olmasının yanı sıra bizim için asıl önem taşıyan boyutun
bu çalışmadaki başka bir verinin önemidir. Çünkü bu çalışmada ortaya çıkan
önemli konu, formların tutulmasındaki özensizlik hatta forma sadece olayın kategorisinin
yazılması ve diğer detaylara yer verilmemesidir.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün merkez teşkilatında yer alan Ana Komuta ve Kontrol Dairesi ile Asayiş Dairesi bünyesindeki Suç Analiz Merkezi'ndeki kayıtlarda yapılan ayrıştırma işlemi sonrasında 78 bin 488 olaydan sadece 7 bin 78'iyle ilgili Aile İçi Şiddet Olayları Kayıt Formu düzenlenerek Ankara'ya gönderildiği ortaya çıkmıştır.
Aile
içi şiddetin önlenmesinde hukuksal düzenlemelerle beraber konuyla ilgili çalışan
profesyonellerin mutlaka eğitim
almalarının öneminin bir kez daha altını çizmek istiyorum.
Kaynak gösterimi: www.0-18.org
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder