Çocuk Hakları Sözleşmesini imzalamış her ülkede, uygulanma kriterlerinden en önemlisi yargıda çocuk lehine yapılan uygulamalardır. Bunlar içinde dikkat çekici olan ve gerçekten fark yaratacak yapı da çocuk mahkemeleridir.
Nedir çocuk mahkemeleri?
Çocuk mahkemeleri; suç işleyen çocukların yargılandığı, yargıç ve savcısının özel eğitimden geçirildiği, sosyal çalışmacının çocuğun durumu üzerine rapor vererek yargılamayı yönlendirebildiği özel mahkemelerdir.
Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere çocuk mahkemeleri çocukların yararına olabilecek tüm önlemlerin alınmasının temel hedef olduğu bir uygulamanın yargıdaki yansımasıdır.
Neden bu kadar uzun açıklamalarla yazıya girdim. Çünkü son haftalardaki uygulamalara baktığımızda ülkemizdeki bir çok uygulamada olduğu gibi burada da çizginin saptığını görerek içim bir kez daha buruluyor.
Medyaya yansıyan haberlere göre son dönemin dikkat çeken iki olayının faili de çocuk mahkemelerinde yargılanacak. Hrant Dink davasının sanığı ile Karabulut cinayetinin sanığı da çocuk mahkemelerinde yargılanacak.
Yargı hepimize lazım ve herkese gerekli ama toplum vicdanının da rahatsız olmaması çok önemli. Çocukla ilgili konularda yapılanlara, çeyrek asırdır bu işin içinde olan birisi olarak hayret ediyorum.
Aslında Türkiye’de bir çok şeyin göstermelik olarak yapılmasına şaşırmamayı öğrendim. Yetkililere bakarsanız sokak çocuklarını bugün artık sokakta göremezsiniz, şiddete maruz kalmış bir çocuk anında istismar tanı ve tedavi merkezlerinde tedavi olmaktadır, kurum bakımı evleri aratmayan bir sıcaklıktadır ve suça itilen çocuklarda ana sorun rehabilitasyon ve topluma kazandırma ve onlar için düzenlenmiş kurumların oluşturulması değil, sadece taş atan çocukların affıdır ve bu liste böyle uzar gider.
Ama bazı yapılmış iyi şeyleri bu kadar istismar etmenin de kimseye yararı olmayacağını görebilmek gerekir. Çocuk mahkemeleri kanundaki gibi ülke genelinde yoksa da sayıları azımsanmayacak düzeydedir. Bu mahkemeler için gereken çocuk bürosu olarak kanunda geçen çocukla görüşme için uzman yeterliliği olmasa da bu konuda her geçen gün yol alındığını görmekteyiz.
Bu iyi şeyleri saydım ama toplumun vicdanını rahatsız eden olgularda sanki ceza azaltmanın bir yoluymuş gibi çocuk mahkemelerine sevk etmek doğru mudur?
Bu konuda adli tıp uzmanı olarak bir konuya dikkati de çekmek isterim. Yaş tespiti için Adli Tıp Kurumuna yollanan olguların muayenesinde kullanılan kriterler acaba neye göre düzenlenmiştir? Tüm dünyada olduğu gibi karşılaştırma yönteminin temel prensip olduğu bu konuda biz gelen olgulara hangi kriterlere göre karşılaştırıyoruz. Sadece soruyu sorarak son söz olarak şunu söylemek istiyorum.
Doğru düşüncelerin uygulamasını da doğru yapmazsak, amaca ulaşmak imkansız olur. Her şey çocuk için doğru prensiptir ama sadece çocuklar için.
Yargılama usulüne ilişkin de mahkemenin ihtisasına göre düzenlemeler getirilmiştir. Bu farklardan birisi de Cumhuriyet Başsavcılıklarında bir çocuk bürosu kurulmasıdır. Çocuk bürosu savcıları suça sürüklenen çocuğun soruşturmasını yürütmek, çocuk hakkında acil tedbirler almak ve eğitim, iş, barınma dahil çocuğun ihtiyaç duyduğu destek hizmetlerini sağlamakla görevlidir.
2007 yılında Türkiye'deki çocuk ve çocuk ağır ceza mahkemelerine açılan davalardaki çocuk sanıkların mahkeme türüne ve yaş gruplarına göre dağılımı
2007 | Çocuk mahkemesi | Çocuk ağır ceza mahkemesi |
12-15 yaş arası | 13412 | 576 |
16-18 yaş arası | 30412 | 3482 |
Toplam | 43824 | 4058 |