Eğitim bir ülkenin kalkınmasında ve refah düzeyine çıkmasındaki temel faktör. Eğitim dediğimiz kavram; okur-yazarlıkla başlıyor, okul öncesi eğitim, ilköğretim, orta öğretim ve yüksek öğretimle sürüyor. Toplum eğitimini de eklemek gerekiyor.
Görüldüğü üzere yaşamın her katmanında eğitim var.
Eğitimin şu son yıllardaki umutsuz tablosunun değişebileceğini düşündüren hamlelerin gündeme gelmesi, eğitimle ilgili iyi şeyler olabileceğini gösteriyor.
Çocukların eğitimi, gelecek dönemin kuşaklarının iyi yetişmesini sağlayacağı için çok önemli. Ama birey olduklarının bilincini verebilmek de onları bilgiyle donatabilmenin yanı sıra birey olma yani haklarından haberdar olmalarıyla mümkün .
Çocuk Hakları Sözleşmesini imzalamış olan bir ülke olmamıza karşın aradan geçen 23 yılda halen içselleştirememiş olmamız, Sözleşmenin kağıt üstünde kalmasına neden olmakta.
Hem çocuklara hem de öğretmenlere Çocuk Hakları Sözleşmesini öğretmek ilk adımlardan birisi olmak zorunda.
Bu Sözleşmenin sadece maddelerden oluşmadığını, birey olabilme, hakları olan bir birey olduğunun bilincinin oluşturulabilmesi temek kuraldır.
“Çocuk Haklarına Dair Sözleşme” 1994 yılında 4058 sayılı yasa ile iç hukuk kurallarına dönüştürülmüştür.
“Çocuk Hakları Sözleşmesi”nde Taraf Devletlerin çocukların eğitim hakkını kabul edecekleri ve bu hakkın “fırsat eşitliği” temeli üzerinde gerçekleştirilmesi için Sözleşmede yer alan önlemleri alacağı belirtilmiştir.
Bu boyutun özellikle okul öncesi dönemi de içerecek şekilde çocukların eğitim kapsamına alınması ve özellikle kız çocuklarının eğitime kazandırılması temel boyuttur.
Toplumun yarısını yok sayarak kalkınmanın mümkün olmadığını görebilmek gerekir. Kız çocukların eğitime kazandırılması da bunun ilk adımıdır.
2001/2002 öğretim yılında orta öğretim kademesinde net okullaşma oranı toplamda %48,1 iken, erkek ve kız çocukları için bu oran sırasıyla %53 ve 42,9 olarak kaydedilmiş, 2010-2011 öğretim yılına gelindiğinde ise, net okullaşma oranı %69,3 olmuş, erkek ve kız çocukları için net okullulaşma oranı sırasıyla %72,3 ve 66,1 olarak gerçekleşmiştir.
İlköğretimde %100 olan “Cinsiyet Oranı”nın orta öğretim kademesinde %88,1’e gerilediği görülmektedir.
Orta öğretime devam eden 4.748.610 öğrencinin % 45,5’ini kız çocukları oluşturmaktadır.
İşgücü piyasasına ara eleman yetiştiren mesleki ve teknik liselere devam eden 1.837.924 öğrencinin %42,3’ünü kızlar oluşturmaktadır. Bu kızların çoğunluğu Kız Teknik Öğretim Genel Müdürlüğüne bağlı okul/kurumlara devam etmektedir.
Ticaret ve Turizm Öğretimi Genel Müdürlüğüne bağlı okul/kurumlarda ise, erkeklerin %55,5, kızların ise %44,5 katılım gösterdiği görülmektedir.
Bu katılımın güçlendirilmesi gerekmektedir.
Kaynak gösterimi: www.0-18.org